BUHAR ÇOCUK (SUCHIMUBOI) (2004)
Ağustos 2005 - Sinema Dergisi
|
FİLMİN NOTU: 8 |

19.yüzyılın ikinci yarısında Endüstri devrimi sonrasında
geçen film, bir steam-punk animesi. “Akira” ve “Memories” ile Japon animesinde
kendine has bir yer edinen Katsuhiro Otomo’nun 10 yıldır üzerinde çalıştığı
projenin görsel altyapısı, oldukça sağlam ve özenli. Yönetmen, 19. yüzyıl
dünyasını bir animasyona uyarlama işinin altından ustalıkla kalkıyor. Dönemin
bilimadamlarına deli gözüyle bakma sorununu ele alan film aslında o bildik
karşılaştırmaya giriyor: 'İnsan mı? Teknoloji mi?'. Bunu anlatmak için de
seçtiği dönem fazlasıyla uygun. Çünkü henüz bilimadamlarının saklanarak
icatlar kotardıkları bir dönemden söz ediyoruz. Burada babadan oğula geçme
kültürü ve mitolojideki 'quest' kavramı devreye girerek baş karakterimizin
yolunu çiziyor.
Buhar Çocuk olarak adlandırılabilecek bu çizgi kahraman, aslında Manchester’daki evinde (henüz Londra’yı bile görmemiş) sakin bir yaşam süren 10-15 yaşlarında bir çocuk. Ta ki bir gün dedesinden bir kutu ve arkasında iki mafya tipli adam gelene kadar. Bu andan itibaren filmin yönü bilimkurguya dönerken, film-noir öğeleri de devreye giriyor. Artık babasının ve dedesinin bilim adamı olduğunu ve yüksek enerji dağıtabilen 'Buhar Topu'nu icat ettiğini öğrenen kahramanımız, bu mirası korumakla görevlendiriliyor (yani 'quest'e çıkıyor). Bu aşamadan sonra kuşaklar arasındaki anlayış farkı, bilim adamlarına Avrupa, Abd ve Japonya’daki yaklaşım farkı gibi kavramlar devreye giriyor. Ama asıl üzerine basılan nokta filmin çok yüksek bir tempo ile seyir etmesi ve “icat galerisi”ne dönüşmesi.
En basit enerji kaynağı olarak gördüğümüz 'Buhar', saymakla bitmeyecek derecede fazla oluşuma gebe bırakılıyor. Filmdeki en önemli olay ise Londra’da büyük bir binanın altında adeta bastırılmış bir şekilde bulunan 'Buhar Kalesi'nin bir anda bastırıldığı yerden yükselmesi ve bütün şehri yerle bir edecek bir güce kavuşması. Bu olayın, bilimsel icatlar turistlere eğlence amaçlı gösterilirken cereyan etmesi de filmin söylemek istediklerini yerine getiriyor. Yani bilim aslında ciddiye alınması gereken birşeydir. Bastırırsan bir an gelir patlar!
Buhar Çocuk olarak adlandırılabilecek bu çizgi kahraman, aslında Manchester’daki evinde (henüz Londra’yı bile görmemiş) sakin bir yaşam süren 10-15 yaşlarında bir çocuk. Ta ki bir gün dedesinden bir kutu ve arkasında iki mafya tipli adam gelene kadar. Bu andan itibaren filmin yönü bilimkurguya dönerken, film-noir öğeleri de devreye giriyor. Artık babasının ve dedesinin bilim adamı olduğunu ve yüksek enerji dağıtabilen 'Buhar Topu'nu icat ettiğini öğrenen kahramanımız, bu mirası korumakla görevlendiriliyor (yani 'quest'e çıkıyor). Bu aşamadan sonra kuşaklar arasındaki anlayış farkı, bilim adamlarına Avrupa, Abd ve Japonya’daki yaklaşım farkı gibi kavramlar devreye giriyor. Ama asıl üzerine basılan nokta filmin çok yüksek bir tempo ile seyir etmesi ve “icat galerisi”ne dönüşmesi.
En basit enerji kaynağı olarak gördüğümüz 'Buhar', saymakla bitmeyecek derecede fazla oluşuma gebe bırakılıyor. Filmdeki en önemli olay ise Londra’da büyük bir binanın altında adeta bastırılmış bir şekilde bulunan 'Buhar Kalesi'nin bir anda bastırıldığı yerden yükselmesi ve bütün şehri yerle bir edecek bir güce kavuşması. Bu olayın, bilimsel icatlar turistlere eğlence amaçlı gösterilirken cereyan etmesi de filmin söylemek istediklerini yerine getiriyor. Yani bilim aslında ciddiye alınması gereken birşeydir. Bastırırsan bir an gelir patlar!