YOL FİLMİ NİYETİNE KAPALI ALAN GERİLİMİ
13/06/2014 - Habertürk
|
FİLMİN NOTU: 6.5
|

‘Gerçek zamanlı film’ formülü burada yol filmi tanılı, arabalı ve tek oyunculu bir kapalı alan geriliminin içinde yer arıyor. Klostrofobinin değil, içsel gerilimin ve dramın geleneksel bir karakter tahliline destek verdiği “Locke”, bu düsturdan kendine uygun bir yelek buluyor. Simon Staho’nun “Gündüz ve Gece”sinin modelini Joel Schumacher’in “Telefon Kulübesi”nin telefonla ilişkisiyle tamir ederken gözünüzü kırpmadan izleyeceğiniz bir gerilim filmine dönüşüyor.
Katıksız bir İngiliz senarist olarak anılabilir Steven Knight. TV işlerinden para kazansa da “Kirli Tatlı Şeyler” (“Dirty Pretty Things”, 2002), “Kapalı Devre” (“Closed Circuit”, 2013) gibi başarılı çalışmalara imza atmış bir isim kendisi. Ülkenin insanlarına doğru yelekler bulmuştur. Burada da ‘Wigan Athletic’ taraftarı olan bir babanın, iki çocuğuna gece oynanacak kritik maçı izleyemeyeceğini söylemesiyle yaşanan gelişmeler ele alınıyor. Londra yoluna Watford’dan gitmek için onun bir ‘hedef’e dönüşür.
İŞÇİLİK ÇOK İYİ
Ivan Locke klasik ve mutlu bir aile babasıdır. İki çocuğu, ailesi, işi ve BMW’siyle… Orta-üst sınıfa mensup gibi gözüken bir kişiliktir. Ama her şey ‘domino taşı’ gibi yıkılır hesabı bir gecede bütün hayatı altüst olacaktır. 2.35:1’de dingin bir yol filmi, gerçek zamanlı bir gece ayakta kalma dramı ya da tek oyunculu bir kapalı alan gerilimi akacaktır. Telefonun ucundaki kişiler, onun bu dönemecine heyecan ve yıkım katacaktır.
Yönetmen-senarist Knight, sakallı Tom Hardy’nin etrafını sararken orta planları öne çıkarır. Ayna görüntülerini, direksiyonun yanındaki cama yansıyan yüz ifadelerini, görüntü bindirmelerini ve teleobjektifle alınan dikiz aynası yakın planlarını bir ‘genel-detay plan’ tutarlılığı yaratma adına kullanır. Aralara atılan planların araba dışındaki yakın planlar olması şaşırtıcı değildir. Arkada gözüken Locke yüzünün de bir seyir zevki kattığı şüphesizdir. Haris Zambarloukos’un incelikli acı çalışması, filmi de ‘kıvrak bir zeka’ ile sarar. Yaşam mücadelesinden ziyade ailesel gerilim ayyuka çıkar.
‘GÜNDÜZ VE GECE’NİN İNGİLİZ YEĞENİ
Simon Staho’nun başyapıtı “Gündüz ve Gece”de (“Dag och Nacht”, 2004) açı-karşı açı tekniğini yıkma adına, arabanın önüne biri şoför, diğeri yolcu koltuğunu alacak şekilde yerleştirdiği iki kamera ile oluşturduğu modelin bir türevi ya da İngiliz yeğeni canlanır. Ama orada, dışarıda olup biteni de kadraja girerse almak değer arz etmiştir.
Baba tiplemesinin hayatıyla yüzleşmesi adına ‘araba’ dönüştürücü bir güce dönüşmüştür. Çocuktan eşe, futbol koçundan metrese uzanan karakterler ‘telefonun ucu’nda değil de ‘yan koltuk’ta karakterin dramatik dönüşümüne destek vermiştir. Gerçekçilik, Dogma etkisi öne çıkarılmıştır.
BİR SENARİST FİLMİ
Burada ışığın olabildiğince yalıtılması başarılı bir atmosferi karşımıza çıkarır. Ama asla öne çıkan bir şeyler yoktur. Knight, Staho’nun aksine bir senarist filmi örmeye çabalar. Karakterin bütün dramatik gelişmelerini bir yol üzerinde anlatır. Yol filmlerinin varoluş sürecine bir Londra gecesini uygun bulur. Telefondan, arabaya bağlı cep telefonunun diğer tarafından gelen sesler bu duruma eşlik eder.
Asla bir görüntü girmez. Flashbacklerle çarpışmanın ‘gerilim’i, ‘gizem’i kullanılmaz. İş arkadaşları, çocuklar ve doğacak kızın annesi ile konuşulur. Ama Locke eşini dokuz ay önce aldatmıştır. Böylece kadına bu durumu itiraf etmesiyle telefonda aile kavgası yaşar. Bir yandan Wigan’ın emektar ve kazma stoperi olarak bildiğimiz Gary Caldwell’in iki golüyle 1-0’dan dönüp 3-1’lik galibiyeti bulmasıyla meşgul olur. Yani mucizevi galibiyetle…
“TAHLİSİYE SANDALI” GÖNDERMESİ MANALI
Karakterimiz, iş arkadaşlarını bu saatte kaldırıp sabah beş mesaisini olağandışı hale getirir. Uzun lafın kısası her şeyin karman orman olduğu bir yol örgüsü izleriz. Dış detay planda gördüğümüz “Tahlisiye Sandalı” (“Lifeboat”, 1944) sanki bir Hitchcock göndermesidir. Orada tahlisiye sandalında yaşananlar Locke’nin başına gelmiştir. Modern yaşamda savaş etkisi kırılganlık yaşamıştır.
Mükemmelliğin nasıl bozulabileceğinin bir özeti geçilir 84 dakikada. “Toprak Altında”nın (“Buried”, 2010), Rodrigo Cortés rejisine karşın düşmanlara karşı ‘önyargılı yaklaşım’ı üzerinden atamaması burada yoktur. “Tam Zamanında”nın (“Nick of Time”, 1995) hıza ayak uyduran ‘gerçek zamanlı film’ algısı ve “Telefon Kulübesi”nin (“Phone Booth”, 2002), bir telefon kulübesinde telefon başında rehin alınma mizanseniyle de akrabalık bu noktada kurulur.
Ivan Locke’yi tanırken iyi planlanmış bir gerilimi, yol filminin kuralları içinde izleriz. Bu mizansenin arabada geçmesi ciddiyeti arttırırken, müziğin ve kurgunun dengesi de her şeye ayna tutar. Locke’nin çözülmesinin sadece sesle anlatılması çekicidir. Bu imkansız şeyi anca Knight’ın ta kendisi başarabilecektir. Bakış açısı planına da geçmeden tutarlı bir işe imza atar. ‘Bir aile babası, sorunların tek tek üzerinden geçip onları nasıl asgariye indirebilir?’ önermesi eşliğinde bir karakter analizi dersi, senaryo matematiği başarısı izleriz. Tom Hardy ise kariyeri için karşılaşması zor bir sınavdan geçip yeteneğini sınarken döktürmeyi ihmal etmez…
Katıksız bir İngiliz senarist olarak anılabilir Steven Knight. TV işlerinden para kazansa da “Kirli Tatlı Şeyler” (“Dirty Pretty Things”, 2002), “Kapalı Devre” (“Closed Circuit”, 2013) gibi başarılı çalışmalara imza atmış bir isim kendisi. Ülkenin insanlarına doğru yelekler bulmuştur. Burada da ‘Wigan Athletic’ taraftarı olan bir babanın, iki çocuğuna gece oynanacak kritik maçı izleyemeyeceğini söylemesiyle yaşanan gelişmeler ele alınıyor. Londra yoluna Watford’dan gitmek için onun bir ‘hedef’e dönüşür.
İŞÇİLİK ÇOK İYİ
Ivan Locke klasik ve mutlu bir aile babasıdır. İki çocuğu, ailesi, işi ve BMW’siyle… Orta-üst sınıfa mensup gibi gözüken bir kişiliktir. Ama her şey ‘domino taşı’ gibi yıkılır hesabı bir gecede bütün hayatı altüst olacaktır. 2.35:1’de dingin bir yol filmi, gerçek zamanlı bir gece ayakta kalma dramı ya da tek oyunculu bir kapalı alan gerilimi akacaktır. Telefonun ucundaki kişiler, onun bu dönemecine heyecan ve yıkım katacaktır.
Yönetmen-senarist Knight, sakallı Tom Hardy’nin etrafını sararken orta planları öne çıkarır. Ayna görüntülerini, direksiyonun yanındaki cama yansıyan yüz ifadelerini, görüntü bindirmelerini ve teleobjektifle alınan dikiz aynası yakın planlarını bir ‘genel-detay plan’ tutarlılığı yaratma adına kullanır. Aralara atılan planların araba dışındaki yakın planlar olması şaşırtıcı değildir. Arkada gözüken Locke yüzünün de bir seyir zevki kattığı şüphesizdir. Haris Zambarloukos’un incelikli acı çalışması, filmi de ‘kıvrak bir zeka’ ile sarar. Yaşam mücadelesinden ziyade ailesel gerilim ayyuka çıkar.
‘GÜNDÜZ VE GECE’NİN İNGİLİZ YEĞENİ
Simon Staho’nun başyapıtı “Gündüz ve Gece”de (“Dag och Nacht”, 2004) açı-karşı açı tekniğini yıkma adına, arabanın önüne biri şoför, diğeri yolcu koltuğunu alacak şekilde yerleştirdiği iki kamera ile oluşturduğu modelin bir türevi ya da İngiliz yeğeni canlanır. Ama orada, dışarıda olup biteni de kadraja girerse almak değer arz etmiştir.
Baba tiplemesinin hayatıyla yüzleşmesi adına ‘araba’ dönüştürücü bir güce dönüşmüştür. Çocuktan eşe, futbol koçundan metrese uzanan karakterler ‘telefonun ucu’nda değil de ‘yan koltuk’ta karakterin dramatik dönüşümüne destek vermiştir. Gerçekçilik, Dogma etkisi öne çıkarılmıştır.
BİR SENARİST FİLMİ
Burada ışığın olabildiğince yalıtılması başarılı bir atmosferi karşımıza çıkarır. Ama asla öne çıkan bir şeyler yoktur. Knight, Staho’nun aksine bir senarist filmi örmeye çabalar. Karakterin bütün dramatik gelişmelerini bir yol üzerinde anlatır. Yol filmlerinin varoluş sürecine bir Londra gecesini uygun bulur. Telefondan, arabaya bağlı cep telefonunun diğer tarafından gelen sesler bu duruma eşlik eder.
Asla bir görüntü girmez. Flashbacklerle çarpışmanın ‘gerilim’i, ‘gizem’i kullanılmaz. İş arkadaşları, çocuklar ve doğacak kızın annesi ile konuşulur. Ama Locke eşini dokuz ay önce aldatmıştır. Böylece kadına bu durumu itiraf etmesiyle telefonda aile kavgası yaşar. Bir yandan Wigan’ın emektar ve kazma stoperi olarak bildiğimiz Gary Caldwell’in iki golüyle 1-0’dan dönüp 3-1’lik galibiyeti bulmasıyla meşgul olur. Yani mucizevi galibiyetle…
“TAHLİSİYE SANDALI” GÖNDERMESİ MANALI
Karakterimiz, iş arkadaşlarını bu saatte kaldırıp sabah beş mesaisini olağandışı hale getirir. Uzun lafın kısası her şeyin karman orman olduğu bir yol örgüsü izleriz. Dış detay planda gördüğümüz “Tahlisiye Sandalı” (“Lifeboat”, 1944) sanki bir Hitchcock göndermesidir. Orada tahlisiye sandalında yaşananlar Locke’nin başına gelmiştir. Modern yaşamda savaş etkisi kırılganlık yaşamıştır.
Mükemmelliğin nasıl bozulabileceğinin bir özeti geçilir 84 dakikada. “Toprak Altında”nın (“Buried”, 2010), Rodrigo Cortés rejisine karşın düşmanlara karşı ‘önyargılı yaklaşım’ı üzerinden atamaması burada yoktur. “Tam Zamanında”nın (“Nick of Time”, 1995) hıza ayak uyduran ‘gerçek zamanlı film’ algısı ve “Telefon Kulübesi”nin (“Phone Booth”, 2002), bir telefon kulübesinde telefon başında rehin alınma mizanseniyle de akrabalık bu noktada kurulur.
Ivan Locke’yi tanırken iyi planlanmış bir gerilimi, yol filminin kuralları içinde izleriz. Bu mizansenin arabada geçmesi ciddiyeti arttırırken, müziğin ve kurgunun dengesi de her şeye ayna tutar. Locke’nin çözülmesinin sadece sesle anlatılması çekicidir. Bu imkansız şeyi anca Knight’ın ta kendisi başarabilecektir. Bakış açısı planına da geçmeden tutarlı bir işe imza atar. ‘Bir aile babası, sorunların tek tek üzerinden geçip onları nasıl asgariye indirebilir?’ önermesi eşliğinde bir karakter analizi dersi, senaryo matematiği başarısı izleriz. Tom Hardy ise kariyeri için karşılaşması zor bir sınavdan geçip yeteneğini sınarken döktürmeyi ihmal etmez…