KARİZMATİK, SİYAHİ VE SAYKODELİK BİR GENÇLİK FİLMİ
FİLMİN NOTU: 7.3
|

‘Okul kumardır’ diyen karizmatik bir gençlik filmi... “Selah and the Spades”, Spike Lee'nin “School Daze”inden bu yana Afro-Amerikan sinemasında bu türde üretilmiş en iyi yapıtı duyuruyor belki de. Tayarisha Poe heyecan verici bir çıkışa imza atıyor. Sundance 2019'da açıldıktan sonra 17 Nisan’da Prime Video’da yayınlanan Amazon orijinali yapıt, karantina günlerinde dijital platformlarda vizyona giren en iyi güncel film.
'HAL VE GİDİŞ SIFIR’IN FEMİNİST VE SİYAHİ ŞUBESİ Mİ?
Yeni milenyumda Amerikan sinemasında Harmony Korine ile Larry Clark’ın etkisi gençlik filmlerinin üzerinde fazlasıyla hissedildi. Bunun katkısıyla da ‘suç’ ile ‘cinsellik’in üzerine gitmek furyaya dönüştü. Ana karakterler ise genelde asi, özgürlükçü ve uyuşturucu bağımlısı olmaya başladı. 2010’larda masalsı geleneğiyle Wes Anderson da ikinci önemli esin kaynağıydı.
Bu 10 yıllık süreçte ABD-İngiltere kaynağından gidersek bu türde; “Submarine” (2010), “Bir Genç Kızın Günlüğü” (“The Diary of a Teenage Girl”, 2015), “Assasination Nation” (2018), “Saksı Olmanın Faydaları” (“Perks of Being a Wallflower”, 2012), “Uğur Böceği” (“Lady Bird”, 2017) gibi taze gözüken ilk filmler izledik. “Selah and the Spades” de bunların arasına adını altın harflerle yazdırıyor.
'HAL VE GİDİŞ SIFIR’IN FEMİNİST VE SİYAHİ ŞUBESİ Mİ?
Yeni milenyumda Amerikan sinemasında Harmony Korine ile Larry Clark’ın etkisi gençlik filmlerinin üzerinde fazlasıyla hissedildi. Bunun katkısıyla da ‘suç’ ile ‘cinsellik’in üzerine gitmek furyaya dönüştü. Ana karakterler ise genelde asi, özgürlükçü ve uyuşturucu bağımlısı olmaya başladı. 2010’larda masalsı geleneğiyle Wes Anderson da ikinci önemli esin kaynağıydı.
Bu 10 yıllık süreçte ABD-İngiltere kaynağından gidersek bu türde; “Submarine” (2010), “Bir Genç Kızın Günlüğü” (“The Diary of a Teenage Girl”, 2015), “Assasination Nation” (2018), “Saksı Olmanın Faydaları” (“Perks of Being a Wallflower”, 2012), “Uğur Böceği” (“Lady Bird”, 2017) gibi taze gözüken ilk filmler izledik. “Selah and the Spades” de bunların arasına adını altın harflerle yazdırıyor.
Tayarisha Poe, ülkesinde çok fazla entelektüel şekle sokulmamış siyahi gençliğin arasına giriyor ("Pariah" ve "Dear White People" hariç). Film, esasen ‘yatılı okul’ kavramı üzerinden yürüyor. Akla Jean Vigo’nun orta metrajı “Hal ve Gidiş Sıfır” (“Zero de Conduite”, 1933), Lindsay Anderson klasiği “Ne Ekersen” (“If…”, 1968), Peter Weir klasikleri “Hanging Rock’ta Piknik” (“Picnic at Hanging Rock”, 1975) ve “Ölü Ozanlar Derneği” (“Dead Poets Society”, 1989) geliyor. Filmin bunlardan özellikle ilkinin feminist ve siyahi şubesine dönüşmek için adımlar attığı söylenebilir. Oradaki yaramaz çocukların yaşlarının büyümesini planlayarak bambaşka bir hiyerarşiyi devreye soktuğu gözüküyor.
PLANLARIN AYARININ VE KESİKLİĞİNİN YÜKLEDİĞİ KARİZMANIN PEŞİNDE
Görüntü yönetmeni Jomo Fray ile yapım tasarımcısı Valeria de Felice’nin katkısıyla aslında gençliğin ve okul kültürünün ciddi bir şey olduğuna dair yorumda bulunuluyor. Açılıştaki iki iskambil kağıdı ile tahtanın önündeki kare işlevsel. Bu sayede aslında ‘okuma’nın bir kumara ya da para kaynağına dönüşmesine atıfta bulunma arzusu çok açık... İsme yerleştirilen 'spade'in 'maça' ya da 'maça kızı' anlamına gelmesi de çok şaşırtıcı değil.
Bu damardan Selah, Paloma, Nuri, Bobby adlı karakterlerin eşliğinde bir ‘çete rekabeti’ devreye giriyor. Bunun ucu ise Haldwell Okulu'nun bir zengin eğlencesine dönüşmüş beş gruptan oluşan yeraltı dünyasına kadar uzanıyor. Bu olayın son noktası ise ‘uyuşturucu ticareti’ oluyor. Keş komedisinden ziyade gençlik filmine Korine’in soktuğu saykodelik havadan beslenme arayışını izliyoruz bir yerden sonra. Onun imzasını taşıyan, kült istismar filmi “The Switchblade Sisters”ın (1975) yerinden duramayan torunu “Bahar Tatili”ni (“Spring Breakers”, 2012) sanki görsel açıdan daha dingin bir yapıya sokuluyor. Öncül #meToo filmi "Assassination Nation"dan sonra ona bir başka kardeş geliyor. Ama oradaki renklilik ve plastiklik yok. Aksine Fray’in karizmatik açıları kontrolü ele geçiriyor.
PLANLARIN AYARININ VE KESİKLİĞİNİN YÜKLEDİĞİ KARİZMANIN PEŞİNDE
Görüntü yönetmeni Jomo Fray ile yapım tasarımcısı Valeria de Felice’nin katkısıyla aslında gençliğin ve okul kültürünün ciddi bir şey olduğuna dair yorumda bulunuluyor. Açılıştaki iki iskambil kağıdı ile tahtanın önündeki kare işlevsel. Bu sayede aslında ‘okuma’nın bir kumara ya da para kaynağına dönüşmesine atıfta bulunma arzusu çok açık... İsme yerleştirilen 'spade'in 'maça' ya da 'maça kızı' anlamına gelmesi de çok şaşırtıcı değil.
Bu damardan Selah, Paloma, Nuri, Bobby adlı karakterlerin eşliğinde bir ‘çete rekabeti’ devreye giriyor. Bunun ucu ise Haldwell Okulu'nun bir zengin eğlencesine dönüşmüş beş gruptan oluşan yeraltı dünyasına kadar uzanıyor. Bu olayın son noktası ise ‘uyuşturucu ticareti’ oluyor. Keş komedisinden ziyade gençlik filmine Korine’in soktuğu saykodelik havadan beslenme arayışını izliyoruz bir yerden sonra. Onun imzasını taşıyan, kült istismar filmi “The Switchblade Sisters”ın (1975) yerinden duramayan torunu “Bahar Tatili”ni (“Spring Breakers”, 2012) sanki görsel açıdan daha dingin bir yapıya sokuluyor. Öncül #meToo filmi "Assassination Nation"dan sonra ona bir başka kardeş geliyor. Ama oradaki renklilik ve plastiklik yok. Aksine Fray’in karizmatik açıları kontrolü ele geçiriyor.

SAYKODELİK VE YABANCILAŞTIRICI BİR UYUŞTURUCU TİCARETİ EVRENİ
Özellikle yatılı okulun bir yabancılaşma evreni olduğunu, bahçesi ve dışıyla beraber bu durumu iyi teşhis etmiş Poe. Detay planlarda kenarı kesik kağıtlar, çantalar, genelde ise sanki bir yeraltı oyununun parçası olmamızı sağlayan derin odak algılı çarpık açılar devreye giriyor. Klasik bir genel plan asla görmüyoruz. Hatta bir tane merdivenlerdeki üst açıdan olup biten olay, yasa dışı ticaretin gerçek hayata etkisini ortaya koyuyor. Altı ve üstü boşluklu çerçeveler usulsüzlüğe dikkat çekiyor.
Sona doğru beyaz bir kızla rekabete giren Selah’ın masadaki çarpışması, önceki yüzyıllardan Kral Arthur döneminden gelen bir çatışmayı devreye sokuyor. Poe, daha ziyade karizmatik bir gençlik filmi yaratmak için kolları sıvamış. Olağan dışı açılarla aslında klasik genel planları yıkıp, kenarı kesik çerçevelerle hareket ediyor. Bakış açıları da en olmadık yerde alternatif etki yapmak, beklenmedik bir vurguyu yansıtmak için devreye dingin bir şekilde girebiliyor.
Belki de 2016 tarihli Kanada'dan çıkan başarılı keş filmi “Werewolf”daki kimlik bunalımını ortaya koyan görsel yapıya yakın bir arayış var. Ya da “Paranoya”daki (“Martha Marcy May Marlene”, 2011) cinsel istismar tarikatına minimalist yaklaşıma... Bu durum da “Selah and the Spades”i başlı başına arkada dönen uyuşturucu ticaretine dair genel açılardan bakmayan bir gözlem gücüyle sunuyor. Derin odak ise bu duruma çok şey katıyor.
Tayarisha Poe, cinselliğe girmemiş. Daha ziyade yatılı okulun bir kumar merkezi olabileceğini, bunun da aslında öğrencilerin okuduğu seneye göre korkutucu bir kast sistemine dönüştüğüne dikkat çekiyor. Keşliğe kayıldığını vurgulayan son parti sekansında herkes uçmuşken bitirilmesi filmin değerini arttırıyor.
PRIME VIDEO DİZİSİNDE AYNI KARİZMAYI BEKLİYORUZ
Aslında böyle bir kafa halini hedefliyor “Selah and the Spades”. Stilize ve karizmatik bir ‘uyuşturucu satışı’ ve 'kumar' damarlı bir gençlik filminin adresine dönüşüyor. Bu ihtişam iskambil kartlarıyla kumar oynanacak seviyeye kadar gelen bir gerçeğe dikkat çekilmesini de sağlıyor aslında.
Elbette bir “Hanging Rock’ta Piknik”, bir “Ne Ekersen” seviyesinde bir şeyler izlemiyoruz. Sanki “Hal ve Gidiş Sıfır”ın ‘yatılı okul filmi’ şablonu, “School Daze” ile “The Switchblade Sisters”ı birleştirerek 2019’da canlandırıyor. Yönetmenin sinematografi ve yapım tasarımıyla yaptıkları kendi dili olan bir siyahi ilk filmine alan açıyor. Amazon Prime’ın buradan bir dizi çıkarma hedefi çok da şaşırtıcı değil. Ama aynı karizma ve hiççilik devam etsin!
Özellikle yatılı okulun bir yabancılaşma evreni olduğunu, bahçesi ve dışıyla beraber bu durumu iyi teşhis etmiş Poe. Detay planlarda kenarı kesik kağıtlar, çantalar, genelde ise sanki bir yeraltı oyununun parçası olmamızı sağlayan derin odak algılı çarpık açılar devreye giriyor. Klasik bir genel plan asla görmüyoruz. Hatta bir tane merdivenlerdeki üst açıdan olup biten olay, yasa dışı ticaretin gerçek hayata etkisini ortaya koyuyor. Altı ve üstü boşluklu çerçeveler usulsüzlüğe dikkat çekiyor.
Sona doğru beyaz bir kızla rekabete giren Selah’ın masadaki çarpışması, önceki yüzyıllardan Kral Arthur döneminden gelen bir çatışmayı devreye sokuyor. Poe, daha ziyade karizmatik bir gençlik filmi yaratmak için kolları sıvamış. Olağan dışı açılarla aslında klasik genel planları yıkıp, kenarı kesik çerçevelerle hareket ediyor. Bakış açıları da en olmadık yerde alternatif etki yapmak, beklenmedik bir vurguyu yansıtmak için devreye dingin bir şekilde girebiliyor.
Belki de 2016 tarihli Kanada'dan çıkan başarılı keş filmi “Werewolf”daki kimlik bunalımını ortaya koyan görsel yapıya yakın bir arayış var. Ya da “Paranoya”daki (“Martha Marcy May Marlene”, 2011) cinsel istismar tarikatına minimalist yaklaşıma... Bu durum da “Selah and the Spades”i başlı başına arkada dönen uyuşturucu ticaretine dair genel açılardan bakmayan bir gözlem gücüyle sunuyor. Derin odak ise bu duruma çok şey katıyor.
Tayarisha Poe, cinselliğe girmemiş. Daha ziyade yatılı okulun bir kumar merkezi olabileceğini, bunun da aslında öğrencilerin okuduğu seneye göre korkutucu bir kast sistemine dönüştüğüne dikkat çekiyor. Keşliğe kayıldığını vurgulayan son parti sekansında herkes uçmuşken bitirilmesi filmin değerini arttırıyor.
PRIME VIDEO DİZİSİNDE AYNI KARİZMAYI BEKLİYORUZ
Aslında böyle bir kafa halini hedefliyor “Selah and the Spades”. Stilize ve karizmatik bir ‘uyuşturucu satışı’ ve 'kumar' damarlı bir gençlik filminin adresine dönüşüyor. Bu ihtişam iskambil kartlarıyla kumar oynanacak seviyeye kadar gelen bir gerçeğe dikkat çekilmesini de sağlıyor aslında.
Elbette bir “Hanging Rock’ta Piknik”, bir “Ne Ekersen” seviyesinde bir şeyler izlemiyoruz. Sanki “Hal ve Gidiş Sıfır”ın ‘yatılı okul filmi’ şablonu, “School Daze” ile “The Switchblade Sisters”ı birleştirerek 2019’da canlandırıyor. Yönetmenin sinematografi ve yapım tasarımıyla yaptıkları kendi dili olan bir siyahi ilk filmine alan açıyor. Amazon Prime’ın buradan bir dizi çıkarma hedefi çok da şaşırtıcı değil. Ama aynı karizma ve hiççilik devam etsin!