BU EKİBE KİM KARŞI ÇIKABİLİR?
04/05/2012 - Habertürk |
FİLMİN NOTU: 5.8 |

Hollywood, hayalleri gerçekleştiren bir fabrika olarak görülebilir. Bu durum Yeni Hollywood döneminde aktif hale gelmişken günümüzde de ‘fantastik’te özel olarak sivriliyor. “Yenilmezler” de süper kahramanları bir araya getiren S.H.I.E.L.D.’ın ‘süper kahraman ajan ekibi’ fikrini ilk kez 200 milyon doların ötesinde bir bütçeyle A sınıfına transfer ediyor. Bunun sonuçlarını eğlence, aksiyon, efekt, coşku, koreografi ve sinema anlamında alan eserin üç boyut ve IMAX teknolojileriyle de uyum sağladığı kesin. Bu durum da alaycılığıyla, kaslarıyla, zekasıyla, sinsiliğiyle, mizah anlayışıyla, alımıyla ve kahraman duruşuyla birbirini tamamlayan altı karakterin üzerinden çizgi roman uyarlamalarını seven bütün kitleleleri doyuracak bir mekan ve omurga temsili sunuyor. “Yenilmezler”in Demir Adam, Hulk, Kaptan Amerika, Thor, Hawkeye ve Kara Dul’dan oluşan ekibinin maceralarını A tipi bir kurmaca filmde görmeye kim itiraz edebilir ki?
Süper kahraman filmlerinden alışığızdır. Bir kahraman, zaman zaman çömezini veya işbirlikçisini de yanına alarak dünyayı kurtarmak için dereleri tepeleri aşar. Sonucunda onun çabasıyla bir ‘kötü ruh’ daha yenilmiş olur. Bu insanlık ve kurtuluş savaşında gidilen noktalar ise estetiğe, yaklaşıma ve hedefe göre değişkenlik gösterir. Örneğin “Hulk” (2003), “Günah Şehri” (“Sin City”, 2005) ve “Watchmen” (2009) gibi estetik açıdan zirve yapan başyapıtlar vardır.
Bilek gücüyle öne çıkan süper kahraman modeli eskilerde kaldı
Ancak bazen de aksiyon, görkem, koreografi ve efektlerle yürüyen katıksız bir eğlenceli zaman hedeflenir. O zaman da beli kolay bükülemeyecek kahramanlar, onların aksesuarları, güçleri ve daha nicesi bir ihtişamla sinema perdesini donatır. ‘Kaptan Amerika’ ve ‘Thor’ gibi süper kahramanlar, asla 2000’lerin başında ‘felsefik’ derinliği de hedefleyen süper kahraman filmlerinin kalemi olabilecek kalibrede baş karakterler değiller. Varoluş sorunları çeken ‘Batman’, ‘X-Men’ ve ‘Örümcek Adam’ ise dönemin, ‘ciddiye alınır kol’ ruhuna uygun.
‘Superman’in tek uyarlaması bile tutmamışken bu sözünü ettiğimiz meselesini vurdu kırdıyla halleden, ‘yakışıklı’ kahraman modeli artık eskilerde kaldı. 80’lere koysanız gider ama artık bir cinlik, bir süper güç kullanma ve bir felsefe gerekiyor. “Hulk”tan Ang Lee’nin çıkardığı da böyle bir şey. Aslında Marvel’in burada ‘Yenilmezler’ (‘The Avengers’) diye bilinen ve en efsanevi süper kahraman ekibini canlandıran bir uyarlamayla çıkagelmesi sevindirici.
Plan program iyi işliyor
Zira muhtemelen fantastiğin A sınıfına sıçradığı bir dönemde bu kaynağın perde temsili olmasaydı, bir daha bu kadar profesyonel bir sinema ürününe dönüşmesi zordu. 200 milyon doları aşkın bütçesiyle de Demir Adam, Hulk, Kaptan Amerika, Thor, Hawkeye ve Kara Dul bileşenlerini yararına kullanan bir birlik beraberlik filmi karşımızdaki. Nick Fury’nin işlevinden aksiyonuna, koreografilerinden sahne seçimlerine kadar yüksek plan program detaycılığıyla da katıksız bir ‘Hollywood’ izlencesi olmayı beceriyor.
Bu durumda Joss Whedon’ın “Serenity” (2005) gibi bir B filminin ardından gelen başarısında büyük oranda “Kefaret” (“Atonement”, 2007), “Kevin Hakkında Konuşmalıyız” (“We Need to Talk About Kevin”, 2011) ve “Saatler” (“The Hours”, 2002) gibi eserlerde kendini hissettirmiş bir görüntü yönetmeninin payı büyük. Seamus McGarvey’nin zaman zaman yakaladığı teleobjektifle birkaç kahramanı çerçeveye sokma, odak çeşitlerini kullanma veya geniş açı objektifle bütün alanı kapsama konusunda ‘ince dokunuşları’ da hissediliyor. Bir sahnede dikiz aynasının kullanımı hala akıllarımızda.
Son 30 dakika adeta bir efekt harikası
Bu, son bölümdeki nihai çatışma ya da savaşın ilk ‘Transformers’ filmini aratmayacak derecede detaycı düzenlenmesine yansımış. Loki’nin uzaylı ordusuyla yapılan çatışma ya da sokaklar üzerindeki ‘dans’ı ölçek ve plan seçimini çok iyi yaparak tempoyu artıran bir düzene sokmak her baba yiğidin harcı değil. Buradaki altı kahramanın kendi mizaçlarıyla verdikleri katkı da adeta nokta atışlarını beraberinde getirmiş.
Zaten “Yenilmezler”in esas olayı burada kopmuş. Açılışın evrenin derinliklerinde Loki ile uzaylı ordusunun iletişimine odaklanması bir kenara bunun devamında iki bilim adamı, iki eski model kahraman, bir ikiyüzlü okçu, bir de seksi kadından oluşan birliğin her açıdan birbirini tamamladığı kesin. Downey Jr.’ın alaycı yaklaşımıyla Thor’u ‘Shakespeare parkta’ gibi one-liner (tek cümlelik) esprilerle sarmasının yanında Hulk’ın Mark Ruffalo bünyesindeki ‘hastalık’ durumu bir şekilde işlemiş.
Düello sahneleri dramatik çatının hammaddeleri
Hawkeye’nin ikiyüzlü mizacı bu duruma uyum sağlarken Loki’nin uzaydan gelmesiyle birlikte çizgi roman uyarlamalarının ‘uzay’ ile ‘dünya’da geçme gelenekli versiyonları iç içe geçmiş. Uzay operası ile fantastik macera formülleri birbirini tamamlamış. Demir Adam’ın New York alışkanlığı, Thor’un uzayda ve yukarılarda baltasını savurma düşüncesi, Hulk’ın laboratuarından çıkmayan sakin tavrı, Kaptan Amerika’nın ise sürekli kaslarıyla hava yapıp kızları kurtarma egosu bir bünyede toplanmış. Bunlar alaycı bir ‘Demir Adam’ merceğinden geçip alegorik birlik beraberliği bir savaş çağrısına kadar götürmemiş.
Bunların üzerine antolojik olarak görülebilecek kovalamaca ve düello sahneleri de eklenmiş. Hulk’ın Kara Dul’u kovaladığı sekans başta olmak üzere Loki ile Demir Adam ve Kaptan Amerika’nın düellosu da görülmeye değer. Uzaylı paranoyasını da üzerine alan eserin esasen buradan bir ‘politik’ söyleme açılmaması ise bu toplamın içinde sevindirici. Çünkü esasen Marvel Comics’in 1960’larda Nükleer Savaş’tan ‘intikam’ almak için ürettiği bir çizgi roman zemini karşımızdaki.
Nükleer Savaş döneminden kopup gelen ‘intikamcı’ işlevi öne çıkarılmamış
‘Avengers’ ya da tam çevirisiyle ‘intikamcılar’, böylesi bir motivasyonla S.H.I.E.L.D. kaynaklı fantastik bir ajan ekibi sunma peşindeydi o zamanlar. Şimdilerde ise Irak Savaşı sonrası döneminde bazı filmlerdeki ‘tarihi değiştirme’ algısına çok fazla karışmadan kitle imha silahının peşine düşen ötekiler ile insanların mücadelesine odaklanıyor. Dramatik bir derinliği öne çıkarmaması filmin politik anlamda tehlikeli sulara açılmasını engelliyor.
Zira amaç koreografisi yüksek bir kısım sahneyle, az ama öz mekan kullanarak 142 dakikalık süreyi bulmak ve seyirciyi doyuran bir blockbuster üretimi yapmak esasen. “Yenilmezler” de kimsenin itiraz edemeyeceği ekip stratejisiyle “Watchmen”, ‘X-Men’, ‘Fantastic Four’ gibilerinin ötesinde bir hayali gerçekleştirmesiyle daha büyük önem arz ediyor. Adeta filmin A sınıf görkemine kapılmamak ve duygusuna girmemek imkansız gibi.
Süper kahraman filmlerinden alışığızdır. Bir kahraman, zaman zaman çömezini veya işbirlikçisini de yanına alarak dünyayı kurtarmak için dereleri tepeleri aşar. Sonucunda onun çabasıyla bir ‘kötü ruh’ daha yenilmiş olur. Bu insanlık ve kurtuluş savaşında gidilen noktalar ise estetiğe, yaklaşıma ve hedefe göre değişkenlik gösterir. Örneğin “Hulk” (2003), “Günah Şehri” (“Sin City”, 2005) ve “Watchmen” (2009) gibi estetik açıdan zirve yapan başyapıtlar vardır.
Bilek gücüyle öne çıkan süper kahraman modeli eskilerde kaldı
Ancak bazen de aksiyon, görkem, koreografi ve efektlerle yürüyen katıksız bir eğlenceli zaman hedeflenir. O zaman da beli kolay bükülemeyecek kahramanlar, onların aksesuarları, güçleri ve daha nicesi bir ihtişamla sinema perdesini donatır. ‘Kaptan Amerika’ ve ‘Thor’ gibi süper kahramanlar, asla 2000’lerin başında ‘felsefik’ derinliği de hedefleyen süper kahraman filmlerinin kalemi olabilecek kalibrede baş karakterler değiller. Varoluş sorunları çeken ‘Batman’, ‘X-Men’ ve ‘Örümcek Adam’ ise dönemin, ‘ciddiye alınır kol’ ruhuna uygun.
‘Superman’in tek uyarlaması bile tutmamışken bu sözünü ettiğimiz meselesini vurdu kırdıyla halleden, ‘yakışıklı’ kahraman modeli artık eskilerde kaldı. 80’lere koysanız gider ama artık bir cinlik, bir süper güç kullanma ve bir felsefe gerekiyor. “Hulk”tan Ang Lee’nin çıkardığı da böyle bir şey. Aslında Marvel’in burada ‘Yenilmezler’ (‘The Avengers’) diye bilinen ve en efsanevi süper kahraman ekibini canlandıran bir uyarlamayla çıkagelmesi sevindirici.
Plan program iyi işliyor
Zira muhtemelen fantastiğin A sınıfına sıçradığı bir dönemde bu kaynağın perde temsili olmasaydı, bir daha bu kadar profesyonel bir sinema ürününe dönüşmesi zordu. 200 milyon doları aşkın bütçesiyle de Demir Adam, Hulk, Kaptan Amerika, Thor, Hawkeye ve Kara Dul bileşenlerini yararına kullanan bir birlik beraberlik filmi karşımızdaki. Nick Fury’nin işlevinden aksiyonuna, koreografilerinden sahne seçimlerine kadar yüksek plan program detaycılığıyla da katıksız bir ‘Hollywood’ izlencesi olmayı beceriyor.
Bu durumda Joss Whedon’ın “Serenity” (2005) gibi bir B filminin ardından gelen başarısında büyük oranda “Kefaret” (“Atonement”, 2007), “Kevin Hakkında Konuşmalıyız” (“We Need to Talk About Kevin”, 2011) ve “Saatler” (“The Hours”, 2002) gibi eserlerde kendini hissettirmiş bir görüntü yönetmeninin payı büyük. Seamus McGarvey’nin zaman zaman yakaladığı teleobjektifle birkaç kahramanı çerçeveye sokma, odak çeşitlerini kullanma veya geniş açı objektifle bütün alanı kapsama konusunda ‘ince dokunuşları’ da hissediliyor. Bir sahnede dikiz aynasının kullanımı hala akıllarımızda.
Son 30 dakika adeta bir efekt harikası
Bu, son bölümdeki nihai çatışma ya da savaşın ilk ‘Transformers’ filmini aratmayacak derecede detaycı düzenlenmesine yansımış. Loki’nin uzaylı ordusuyla yapılan çatışma ya da sokaklar üzerindeki ‘dans’ı ölçek ve plan seçimini çok iyi yaparak tempoyu artıran bir düzene sokmak her baba yiğidin harcı değil. Buradaki altı kahramanın kendi mizaçlarıyla verdikleri katkı da adeta nokta atışlarını beraberinde getirmiş.
Zaten “Yenilmezler”in esas olayı burada kopmuş. Açılışın evrenin derinliklerinde Loki ile uzaylı ordusunun iletişimine odaklanması bir kenara bunun devamında iki bilim adamı, iki eski model kahraman, bir ikiyüzlü okçu, bir de seksi kadından oluşan birliğin her açıdan birbirini tamamladığı kesin. Downey Jr.’ın alaycı yaklaşımıyla Thor’u ‘Shakespeare parkta’ gibi one-liner (tek cümlelik) esprilerle sarmasının yanında Hulk’ın Mark Ruffalo bünyesindeki ‘hastalık’ durumu bir şekilde işlemiş.
Düello sahneleri dramatik çatının hammaddeleri
Hawkeye’nin ikiyüzlü mizacı bu duruma uyum sağlarken Loki’nin uzaydan gelmesiyle birlikte çizgi roman uyarlamalarının ‘uzay’ ile ‘dünya’da geçme gelenekli versiyonları iç içe geçmiş. Uzay operası ile fantastik macera formülleri birbirini tamamlamış. Demir Adam’ın New York alışkanlığı, Thor’un uzayda ve yukarılarda baltasını savurma düşüncesi, Hulk’ın laboratuarından çıkmayan sakin tavrı, Kaptan Amerika’nın ise sürekli kaslarıyla hava yapıp kızları kurtarma egosu bir bünyede toplanmış. Bunlar alaycı bir ‘Demir Adam’ merceğinden geçip alegorik birlik beraberliği bir savaş çağrısına kadar götürmemiş.
Bunların üzerine antolojik olarak görülebilecek kovalamaca ve düello sahneleri de eklenmiş. Hulk’ın Kara Dul’u kovaladığı sekans başta olmak üzere Loki ile Demir Adam ve Kaptan Amerika’nın düellosu da görülmeye değer. Uzaylı paranoyasını da üzerine alan eserin esasen buradan bir ‘politik’ söyleme açılmaması ise bu toplamın içinde sevindirici. Çünkü esasen Marvel Comics’in 1960’larda Nükleer Savaş’tan ‘intikam’ almak için ürettiği bir çizgi roman zemini karşımızdaki.
Nükleer Savaş döneminden kopup gelen ‘intikamcı’ işlevi öne çıkarılmamış
‘Avengers’ ya da tam çevirisiyle ‘intikamcılar’, böylesi bir motivasyonla S.H.I.E.L.D. kaynaklı fantastik bir ajan ekibi sunma peşindeydi o zamanlar. Şimdilerde ise Irak Savaşı sonrası döneminde bazı filmlerdeki ‘tarihi değiştirme’ algısına çok fazla karışmadan kitle imha silahının peşine düşen ötekiler ile insanların mücadelesine odaklanıyor. Dramatik bir derinliği öne çıkarmaması filmin politik anlamda tehlikeli sulara açılmasını engelliyor.
Zira amaç koreografisi yüksek bir kısım sahneyle, az ama öz mekan kullanarak 142 dakikalık süreyi bulmak ve seyirciyi doyuran bir blockbuster üretimi yapmak esasen. “Yenilmezler” de kimsenin itiraz edemeyeceği ekip stratejisiyle “Watchmen”, ‘X-Men’, ‘Fantastic Four’ gibilerinin ötesinde bir hayali gerçekleştirmesiyle daha büyük önem arz ediyor. Adeta filmin A sınıf görkemine kapılmamak ve duygusuna girmemek imkansız gibi.