'THE FAREWELL': HESAPLI BİR SİNEMASAL EROZYON
FİLMİN NOTU: 2.6
|
Sundance 2019’dan beri şişirilen bir Çin kültür farkları komedisi örneği. “Elveda” (“The Farewell”), Lulu Wang’in sinemasının üzerine koyamadığı, aksine politik açıdan doğru duracağım diye kasan ve konuşan kafaların ötesine gidemeyen bir aile komedisi. Zhao hariç çaylaklıkla yapılmış izlenimi bırakıyor.
“AŞKI BULUNCA”YA GÖRE GERİLEME VAR
Lulu Wang, 2014’te “Aşkı Bulunca” (“Posthumous”) ile New York’un sanat dünyasının arasına sızmıştı. Jack Huston ile Brit Marling’i buluşturan entelektüel ve kendi için tutarlı bir romantik-komediye imza atmıştı. 2019’da ikinci uzun metrajında büyük oranda Çin-Amerikan dostluğuna, politik açıdan doğru olması gereken öğelere karşı hesaplı bir kültür farkları dramedisine imza atıyor. Göstermelik indie ruhu ise evlere şenlik…
2018’de “Crazy Rich Asians”, bu alt türde Çinli bir ailenin arasına girmeye çalışan bir gelinin hikayesini ele almıştı. Bu kez “Elveda”da (“The Farewell”, 2019), yıllardır ailesinin yanına, ana karaya gitmeyen bir kızın, babaannesi ve Çin gelenekleriyle buluşmasını izliyoruz. İlk filmde aslında eğlence ve sanat yönetimi bir keyif aşılamıştı.
DOSTLUK ÇAĞRISI HEDEFİYLE GELEN SİNEMASAL EROZYON
“Elveda”, ne hikmetse sinemasal olarak geriye gitmiş bir Lulu Wang sunuyor. Nedense yönetmenin burada konuşan kafaların, ‘ses var, görüntü yok’ düşüncesinin ötesine gidemediği görülüyor. ABD bölümleri zaten İngilizce kullanımıyla böyle bir anlayışın ürünü. Çin’e geçince ise arka plandaki resim sanatını andıran bir entelektüel arayış var ama nafile.
Wang, büyük oranda politik durumdan, dostluk çağrısı furyasından beslenmiş. Ama Obama yapımı belgesel “American Factory” (2019) gibi sinemada tökezlemiş. Görüntü yönetiminin adı ise yapım tasarımının başarısına, Çin’in tarihsel yapısına dair bir zenginlik sunmak olmuş. Kameranın başındaki ismin çok tecrübeli olmaması yönetmeni zarara uğratmış.
TÜRKİYE’DE DAHA DERLİ TOPLU AİLE KOMEDİLERİ VAR
“Aşkı Ararken”de aslında modern sanat dünyası, entelektüel bir yaklaşım getiriyordu. Burada ise Awkwafina gibi oyuncu olmayan bir rapçinin devreye girmesi ilk falso. Onun gevezeliklerine bel bağlamak olmak ise ikinci falso. Belki de “One Child Nation” gibi yine Wang soyadlı ABD’de yaşayan bir yönetmenin arayışını anlatan belgesel gibi akıllara durgunluk veren işler yapılmalı. Belgesel formatı buna daha uygun.
Ama “Elveda”da iki tarafa da dostluk çağrısı yapacağız, kimsenin canı yanmasın diye uğraşılmış. Tamamına yakını Mandarin lehçesinde çekilen filmde Çin’de boş gevezeliklerle karton bir komedi filmi akıyor. Türkiye’de bu alanda üretilmiş “Aile Arasında” (2017), “Aykut Enişte” (2019) gibi eserlerin de altında bir arayış var üstelik.
‘SES VAR, GÖRÜNTÜ YOK’ DEDİRTİYOR
Wang’ın ana hedefi ‘boş boş konuşma olsun, sinemaya gerek yok!’ olmuş. Arka planda Çin tarihinden şaşaalı bir coğrafi ve tarihi görüntüler yumağı yeterli diye düşünülmüş. Ama işin aslı öyle değil. Film adeta ‘ses var, görüntü yok’ dedirten “Spotlight”n (2015) feminist versiyonu izlenimi yaratıyor. Konuşan kafaların ötesine gidemiyor.
Espriler bizi ilgilendirmezken, politik açıdan da yanlış yola sapılıyor. “Elveda”nın sonrası eğer böylesi komedi filmleri ürerse ABD’nin çekeceği var. Zira Mandarince ana dil haricinde hiçbir şekilde Çin’in ruhunu teneffüs edemeyen bir film izlediğimiz…
SHUZHEN ZHAO KASMIŞ AMA NAFİLE
Halen Uzakdoğu’dan ABD’ye göç konusunda Ang Lee’nin 90’ların başındaki filmlerinin seviyesine gelinememiş. Göç ettikten sonra Wang, entelektüel kesimde yaşıyor, o sosyolojik grubun alışkanlıklarını biliyor. Onların dertlerine girince iyi anlatıyor, ama ülkesine dönmeyi anlatınca bir müzisyenin ötesine geçememiş.
Shuzhen Zhao tecrübeli bir oyuncu gibi döktürüyor. Ama “Elveda”, ona eşlik edecek bir bütünlüğe sahip değil. Boş bir Çin güzellemesinin ötesi olamamış. 'Dramedi'ye kasmak başarılı aile komedisi “Zor Baba”nın (“Meet the Parents”, 2000) tırnağı olmaya yetmemiş. “Düğün Yemeği” (“Yi Yan”, 1992) gibi Ang Lee’nin ABD’ye ilk geldiğinde yaptığı samimi kültür farkları komedisini mumla aratıyor. “Elveda”, fazla hesapla incelik yoksunu duruyor. Geçen yılki “Crazy Rich Asians” en azından sanat yönetimi ve kurgusuyla izletiyordu, burada o da yok!
“AŞKI BULUNCA”YA GÖRE GERİLEME VAR
Lulu Wang, 2014’te “Aşkı Bulunca” (“Posthumous”) ile New York’un sanat dünyasının arasına sızmıştı. Jack Huston ile Brit Marling’i buluşturan entelektüel ve kendi için tutarlı bir romantik-komediye imza atmıştı. 2019’da ikinci uzun metrajında büyük oranda Çin-Amerikan dostluğuna, politik açıdan doğru olması gereken öğelere karşı hesaplı bir kültür farkları dramedisine imza atıyor. Göstermelik indie ruhu ise evlere şenlik…
2018’de “Crazy Rich Asians”, bu alt türde Çinli bir ailenin arasına girmeye çalışan bir gelinin hikayesini ele almıştı. Bu kez “Elveda”da (“The Farewell”, 2019), yıllardır ailesinin yanına, ana karaya gitmeyen bir kızın, babaannesi ve Çin gelenekleriyle buluşmasını izliyoruz. İlk filmde aslında eğlence ve sanat yönetimi bir keyif aşılamıştı.
DOSTLUK ÇAĞRISI HEDEFİYLE GELEN SİNEMASAL EROZYON
“Elveda”, ne hikmetse sinemasal olarak geriye gitmiş bir Lulu Wang sunuyor. Nedense yönetmenin burada konuşan kafaların, ‘ses var, görüntü yok’ düşüncesinin ötesine gidemediği görülüyor. ABD bölümleri zaten İngilizce kullanımıyla böyle bir anlayışın ürünü. Çin’e geçince ise arka plandaki resim sanatını andıran bir entelektüel arayış var ama nafile.
Wang, büyük oranda politik durumdan, dostluk çağrısı furyasından beslenmiş. Ama Obama yapımı belgesel “American Factory” (2019) gibi sinemada tökezlemiş. Görüntü yönetiminin adı ise yapım tasarımının başarısına, Çin’in tarihsel yapısına dair bir zenginlik sunmak olmuş. Kameranın başındaki ismin çok tecrübeli olmaması yönetmeni zarara uğratmış.
TÜRKİYE’DE DAHA DERLİ TOPLU AİLE KOMEDİLERİ VAR
“Aşkı Ararken”de aslında modern sanat dünyası, entelektüel bir yaklaşım getiriyordu. Burada ise Awkwafina gibi oyuncu olmayan bir rapçinin devreye girmesi ilk falso. Onun gevezeliklerine bel bağlamak olmak ise ikinci falso. Belki de “One Child Nation” gibi yine Wang soyadlı ABD’de yaşayan bir yönetmenin arayışını anlatan belgesel gibi akıllara durgunluk veren işler yapılmalı. Belgesel formatı buna daha uygun.
Ama “Elveda”da iki tarafa da dostluk çağrısı yapacağız, kimsenin canı yanmasın diye uğraşılmış. Tamamına yakını Mandarin lehçesinde çekilen filmde Çin’de boş gevezeliklerle karton bir komedi filmi akıyor. Türkiye’de bu alanda üretilmiş “Aile Arasında” (2017), “Aykut Enişte” (2019) gibi eserlerin de altında bir arayış var üstelik.
‘SES VAR, GÖRÜNTÜ YOK’ DEDİRTİYOR
Wang’ın ana hedefi ‘boş boş konuşma olsun, sinemaya gerek yok!’ olmuş. Arka planda Çin tarihinden şaşaalı bir coğrafi ve tarihi görüntüler yumağı yeterli diye düşünülmüş. Ama işin aslı öyle değil. Film adeta ‘ses var, görüntü yok’ dedirten “Spotlight”n (2015) feminist versiyonu izlenimi yaratıyor. Konuşan kafaların ötesine gidemiyor.
Espriler bizi ilgilendirmezken, politik açıdan da yanlış yola sapılıyor. “Elveda”nın sonrası eğer böylesi komedi filmleri ürerse ABD’nin çekeceği var. Zira Mandarince ana dil haricinde hiçbir şekilde Çin’in ruhunu teneffüs edemeyen bir film izlediğimiz…
SHUZHEN ZHAO KASMIŞ AMA NAFİLE
Halen Uzakdoğu’dan ABD’ye göç konusunda Ang Lee’nin 90’ların başındaki filmlerinin seviyesine gelinememiş. Göç ettikten sonra Wang, entelektüel kesimde yaşıyor, o sosyolojik grubun alışkanlıklarını biliyor. Onların dertlerine girince iyi anlatıyor, ama ülkesine dönmeyi anlatınca bir müzisyenin ötesine geçememiş.
Shuzhen Zhao tecrübeli bir oyuncu gibi döktürüyor. Ama “Elveda”, ona eşlik edecek bir bütünlüğe sahip değil. Boş bir Çin güzellemesinin ötesi olamamış. 'Dramedi'ye kasmak başarılı aile komedisi “Zor Baba”nın (“Meet the Parents”, 2000) tırnağı olmaya yetmemiş. “Düğün Yemeği” (“Yi Yan”, 1992) gibi Ang Lee’nin ABD’ye ilk geldiğinde yaptığı samimi kültür farkları komedisini mumla aratıyor. “Elveda”, fazla hesapla incelik yoksunu duruyor. Geçen yılki “Crazy Rich Asians” en azından sanat yönetimi ve kurgusuyla izletiyordu, burada o da yok!
'BAD BOYS 3': AİLE BABASI OLACAK YAŞA GELDİLER
FİLMİN NOTU: 5.4
|
Bruckheimer’ın meşhur serisi ikinciden 17 sene sonra yönetmen değişikliği ile yoluna devam ediyor. “Bad Boys: Her Zaman Çılgın”, Hollywood’a arman ettiği yönetmen ikilisiyle ve keyifli göndermeleriyle oyalayıcı bir seyirlik. Efekte yüklenen ‘Hızlı ve Öfkeli’ serisinin çoğu filminin de üzerinde.
BELÇİKALI YÖNETMENLER HOLLYWOOD’DA DAHA ÇOK CAN YAKAR
Video klip arka planlı Adil Er Arbi-Bilall Fallah ikilisi, “Black” (2015) ile Kuzey Amerika’nın en büyük film festivali olarak bilinen Toronto Film Festivali’nde Keşif Ödülü alarak dikkat çekmişlerdi. Sonrasında gelen filmlerin ardından ünlü iki kafadar filmi serisi “Çılgın İkili”nin (“Bad Boys”, 1995) üçüncü bölümünde alıyorlar soluğu. Yanlarında ise sürekli çalıştıkları görüntü yönetmeni Robrecht Heyvaert var.
Filmin açılış bölümü bir hayli iyi işliyor. Araba takip sekansıyla bir dinamizm var. Bunun ötesinde renk dokusu, turuncunun tonları da android yıllarına uygun bir palet servis ediyor. İki kurgucu ise buna bir ekleme yapmış. İşlerine falsosuz çalışarak filmi bağlamada problem çekmiyorlar.
JOE PANTOLIANO MÜTHİŞ BİR 90’LAR ENERJİSİ KATIYOR
Ama “Bad Boys: Her Zaman Çılgın” (“Bad Boys for Life”) ilerledikçe hantal anlarla da yüzleşiyor. Özellikle Will Smith ile Martin Lawrence’ın baba olacak yaşa gelmeleri sebebiyle araya sokulan Vanessa Hudgens ve Paola Nunez’in katkısı var mı tartışılır. Bu ikili daha ziyade ‘High School Musical’ göndermesi ve Meksika soyu için gelmiş gibi.
Öte yandan 90’ların simge ismi Joe Pantoliano, 65’ini geçmesine karşın karakteri dedektif Howard’a çok şey katıyor. Bu enerji ve nostaljik tat filme ayrı bir heyecan katıyor. Michael Bay’in misafir oyuncu olarak varlığı da bu keyifli dolgulara ekleniyor.
ÇOCUK SAHİBİ OLMA KARARININ ALTI DOLUYOR MU?
Ama 2003’te ikinci halkasında dinamikleşerek dijital çağa ayak uyduran bir serinin üzerine bir şey koyduğu söylenemez. Michael Bay’in teknolojik aksiyon filmi “6 Underground”ı (2019) çektiği yılın içinde ise biraz geride duruyor yenilik açısından. Filmin esas problemi bu ve fazlasıyla ‘aile babası ana karakterler’ deyip de birazcık homofobik esprilere de kayarak sona ermesi…
124 dakika o kadar da ‘enerjik’ durmazken üçüncü Bad Boys filmi, ‘Hızlı ve Öfkeli’ serisinin çoğu filminden düzgün aksiyon sahneleri barındırmayı da ihmal etmiyor. Bunda aslan payı yönetmen ikilisine ait. “Bad Boys: Her Zaman Çılgın”, türünde keyifle tüketiliyor, blockbuster seyirliği açısından sekme yaşamıyor. O konuda hakkını vermek lazım.
BELÇİKALI YÖNETMENLER HOLLYWOOD’DA DAHA ÇOK CAN YAKAR
Video klip arka planlı Adil Er Arbi-Bilall Fallah ikilisi, “Black” (2015) ile Kuzey Amerika’nın en büyük film festivali olarak bilinen Toronto Film Festivali’nde Keşif Ödülü alarak dikkat çekmişlerdi. Sonrasında gelen filmlerin ardından ünlü iki kafadar filmi serisi “Çılgın İkili”nin (“Bad Boys”, 1995) üçüncü bölümünde alıyorlar soluğu. Yanlarında ise sürekli çalıştıkları görüntü yönetmeni Robrecht Heyvaert var.
Filmin açılış bölümü bir hayli iyi işliyor. Araba takip sekansıyla bir dinamizm var. Bunun ötesinde renk dokusu, turuncunun tonları da android yıllarına uygun bir palet servis ediyor. İki kurgucu ise buna bir ekleme yapmış. İşlerine falsosuz çalışarak filmi bağlamada problem çekmiyorlar.
JOE PANTOLIANO MÜTHİŞ BİR 90’LAR ENERJİSİ KATIYOR
Ama “Bad Boys: Her Zaman Çılgın” (“Bad Boys for Life”) ilerledikçe hantal anlarla da yüzleşiyor. Özellikle Will Smith ile Martin Lawrence’ın baba olacak yaşa gelmeleri sebebiyle araya sokulan Vanessa Hudgens ve Paola Nunez’in katkısı var mı tartışılır. Bu ikili daha ziyade ‘High School Musical’ göndermesi ve Meksika soyu için gelmiş gibi.
Öte yandan 90’ların simge ismi Joe Pantoliano, 65’ini geçmesine karşın karakteri dedektif Howard’a çok şey katıyor. Bu enerji ve nostaljik tat filme ayrı bir heyecan katıyor. Michael Bay’in misafir oyuncu olarak varlığı da bu keyifli dolgulara ekleniyor.
ÇOCUK SAHİBİ OLMA KARARININ ALTI DOLUYOR MU?
Ama 2003’te ikinci halkasında dinamikleşerek dijital çağa ayak uyduran bir serinin üzerine bir şey koyduğu söylenemez. Michael Bay’in teknolojik aksiyon filmi “6 Underground”ı (2019) çektiği yılın içinde ise biraz geride duruyor yenilik açısından. Filmin esas problemi bu ve fazlasıyla ‘aile babası ana karakterler’ deyip de birazcık homofobik esprilere de kayarak sona ermesi…
124 dakika o kadar da ‘enerjik’ durmazken üçüncü Bad Boys filmi, ‘Hızlı ve Öfkeli’ serisinin çoğu filminden düzgün aksiyon sahneleri barındırmayı da ihmal etmiyor. Bunda aslan payı yönetmen ikilisine ait. “Bad Boys: Her Zaman Çılgın”, türünde keyifle tüketiliyor, blockbuster seyirliği açısından sekme yaşamıyor. O konuda hakkını vermek lazım.
KEREM AKÇA’NIN VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:
AJANLAR İŞ BAŞINDA (SPIES IN DISGUISE): 6.5
ALEV ALMIŞ BİR GENÇ KIZIN PORTRESİ (PORTRAIT OF A LADY ON FIRE): 5.5
AMAN REİS DUYMASIN: 2.7
ASTRAL BOYUT (ASTRAL): 3.4
BABA PARASI: 4.3
BACURAU: 5
BALON PİLOTLARI (THE AERONAUTS): 5.9
BEDENİMİ KAYBETTİM (J’AI PERDU MON CORPS): 5.7
BEYAZ HÜZÜN: 4.5
BIÇAKLAR ÇEKİLDİ (KNIVES OUT): 4
BİZ BÖYLEYİZ: 5.6
CATS: 5.5
CEP HERKÜLÜ: NAİM SÜLEYMANOĞLU: 4.2
CİNAYET SÜSÜ: 5.2
DERİN SULAR (UNDERWATER): 5.5
DOKTOR UYKU (DOCTOR SLEEP): 6.7
DOLITTLE: 4.8
EMA: 6.2
GAMONYA ÜLKESİ: 4.8
GÜZELLİĞİN PORTRESİ: 4.5
HAİN (IL TRADITORE): 5.2
IP MAN 4: 3.7
JUMANJİ: YENİ SEVİYE: 2.5
KADER POSTASI: 4.5
KARA NOEL (BLACK CHRISTMAS): 4
KARLAR ÜLKESİ 2 (FROZEN 2): 5.3
KÜÇÜK JOE (LITTLE JOE): 6.2
KÜÇÜK ŞEYLER: 6.3
JUDY: 3.8
KUZULAR FİRARDA: UZAY PARKI (SHAUN THE SHEEP: FARMAGEDDON): 6.2
LARA: 4.5
MASAL ŞATOSU: 2.7
MATTHIAS & MAXIME: 3.6
MERHABA GÜZEL VATANIM: 2.4
MIDWAY: 4.8
MUCİZE 2: AŞK: 5.8
PARAZİT (PARASITE): 6.7
RAFADAN TAYFA 2: 1.9
RESMİ SIRLAR (OFFICIAL SECRETS): 3.5
SAKLI GERÇEKLER (LA VERITE): 5
SIFIR BİR: 3.9
SKANDAL (BOMBSHELL): 4.5
ŞUURSUZ AŞK: 3.5
STAR WARS: SKYWALKER’IN YÜKSELİŞİ: 3.5
TÜRKLER GELİYOR: 2.6
UZUN KIZ (BEANPOLE): 7
ÜZGÜNÜZ, SİZE ULAŞAMADIK (SORRY WE MISSED YOU): 2
YABANİ (TVAR): 4.5
AJANLAR İŞ BAŞINDA (SPIES IN DISGUISE): 6.5
ALEV ALMIŞ BİR GENÇ KIZIN PORTRESİ (PORTRAIT OF A LADY ON FIRE): 5.5
AMAN REİS DUYMASIN: 2.7
ASTRAL BOYUT (ASTRAL): 3.4
BABA PARASI: 4.3
BACURAU: 5
BALON PİLOTLARI (THE AERONAUTS): 5.9
BEDENİMİ KAYBETTİM (J’AI PERDU MON CORPS): 5.7
BEYAZ HÜZÜN: 4.5
BIÇAKLAR ÇEKİLDİ (KNIVES OUT): 4
BİZ BÖYLEYİZ: 5.6
CATS: 5.5
CEP HERKÜLÜ: NAİM SÜLEYMANOĞLU: 4.2
CİNAYET SÜSÜ: 5.2
DERİN SULAR (UNDERWATER): 5.5
DOKTOR UYKU (DOCTOR SLEEP): 6.7
DOLITTLE: 4.8
EMA: 6.2
GAMONYA ÜLKESİ: 4.8
GÜZELLİĞİN PORTRESİ: 4.5
HAİN (IL TRADITORE): 5.2
IP MAN 4: 3.7
JUMANJİ: YENİ SEVİYE: 2.5
KADER POSTASI: 4.5
KARA NOEL (BLACK CHRISTMAS): 4
KARLAR ÜLKESİ 2 (FROZEN 2): 5.3
KÜÇÜK JOE (LITTLE JOE): 6.2
KÜÇÜK ŞEYLER: 6.3
JUDY: 3.8
KUZULAR FİRARDA: UZAY PARKI (SHAUN THE SHEEP: FARMAGEDDON): 6.2
LARA: 4.5
MASAL ŞATOSU: 2.7
MATTHIAS & MAXIME: 3.6
MERHABA GÜZEL VATANIM: 2.4
MIDWAY: 4.8
MUCİZE 2: AŞK: 5.8
PARAZİT (PARASITE): 6.7
RAFADAN TAYFA 2: 1.9
RESMİ SIRLAR (OFFICIAL SECRETS): 3.5
SAKLI GERÇEKLER (LA VERITE): 5
SIFIR BİR: 3.9
SKANDAL (BOMBSHELL): 4.5
ŞUURSUZ AŞK: 3.5
STAR WARS: SKYWALKER’IN YÜKSELİŞİ: 3.5
TÜRKLER GELİYOR: 2.6
UZUN KIZ (BEANPOLE): 7
ÜZGÜNÜZ, SİZE ULAŞAMADIK (SORRY WE MISSED YOU): 2
YABANİ (TVAR): 4.5