LISANDRO ALONSO USULÜ 'KURDUN GÜNÜ'
FİLMİN NOTU: 5.6
|
“Bir Zamanlar Anadolu’da”nın deneysel yan bölümü, “Rastgele Balthazar”ın astronomik şubesi ya da Lisandro Alonso usulü “Kurdun Günü” olarak anılabilir. “Nebula”da Tarık Aktaş, kendi hayat hikayesinden esinlenerek bir yanılsamanın, bir anının üzerinden ‘taşra sıkıntısı’na isyanı ‘reenkarnasyon’ vurgusu yapan ‘gerçekçi bir deney’le tasvir ediyor.
Ülkemiz sinemasında ‘taşra güzellemesi’ 90’lardan bu yana bir hayli yoğun. Ama “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın (2011) Nuri Bilge Ceylan’ın ustalık döneminin klasiği ilan edilmesi sonrası sanki bu eğilim de onun modeline kaymaya başladı. Artık bir polisiye araştırmasının merkezde olduğu, arka planda ise dramatik incelemenin cereyan ettiği minimalist filmler moda olmaya başladı.
Bu durum ister istemez “Kız Kardeşler” (2019) ve “Nebula” (2018) gibi sinema eserlerinin üretimine alan açıyor. Burada aslında filmin sembolik isminden ‘yıldızlararası bir toz bulutu’, ‘gaz bulutu olarak fonksiyon veren bir gezegen’, ‘bir çizgi roman karakteri’ gibi uç noktalara ulaşmak mümkün olabilir. Açıkçası Tarık Aktaş’ın yarattığı ‘döngü’ de bunu anlatıyor. Bizi kesilmiş bir atın bu işleme inatla tabi tutulması gerçeğiyle yüzleştirirken, Yeni Arjantin Sineması’nın ‘rahatsız edici’ ve ‘ıssız’ doğa temsiline davet ediyor.
Lisandro Alonso etkisi ırsi mi?
Bu eğilim de o akımın ‘yolların iz süren gizemli minimalist yönetmeni’ Lisandro Alonso’yu akla getiriyor. Arjantinli sineması, başyapıtı “Hayal Ülkesi”nden (“Jauja”, 2014) ziyade natüralizm güzellemesinin ötesine geçemeyen ilk filmi “Özgürlük” (“La Libertad”, 2001) ile “Nebula”nın esin kaynaklarından olabilir. Bilindiği üzere Alonso’nun hayali imgeleri üst üste yerleştirerek ana karakterin bilinçaltında ıssız bir doğa ve yol temsili yaratması, zamanla geliştirdiği film modelindeki ana arayıştır.
Öte yandan Haneke’nin ‘gerçekçi şiddet’ içererek mesafesiyle içselleştirilen ‘eylem’ pratiğine dikkat çekme arzusu da saklı bir şekilde kullanılmış. At kıyımının ardına yerleşen yolculuk “Kurdun Günü” (“Le Temps du Loup”, 2003) gibi tartışmalı bir ‘kıyamet istismar filmi’ni akla getiriyor. Fakat atın kullanımı, Bresson’un küçük hikayeleri bir eşeğin gözünden buluşturduğu minimalist klasiği “Rastgele Balthazar”ı (“Au Hasard Balthazar”, 1966) da anımsatmıyor değil. Sanki onun astronomik versiyonu veya atlı yan hikayesi gibi “Nebula”.
Doğrusunu söylemek gerekirse yönetmen, kendi çocukluğundan bir ‘rüya’, ‘uyanış’, ‘anı’ ya da ‘döngü’ olarak tasarlıyor filmi. Bunu yaparken de gerçekçi bir yolculuk planlıyor. Ortaya çıkan film, Alonso’nun “Hayal Ülkesi” kadar uç seviyede özgün değil belki. Fakat ‘gerçekçilik’i ve ‘şiddet’i de sömürmeden tutarlı bir şekilde kullanıyor Aktaş.
Reenkarnasyon, ayin ve toz bulutu
Film, bir çeşit astronomideki toz bulutunun soyut tezahürü ya da kutsama ayini gibi. Reenkarnasyonu irdeliyor ve deneysel sınırları ‘gerçekçi’ dehlizlerle inceleme derdine düşüyor. Yönetmen, kendi içinde düz akan değil de, sarmal gibi kendi döngüsünü çizen, gözün açılıp kapanmasına tekabül eden bir film hazırlamış. Bunu da ‘astronomik ve sembolik büyüme hikayesi’nin etrafına yerleştiriyor. Yeniden doğum mitik bir şekilde doğa-insan ilişkisini de incelenesi hale getiriyor.
‘Anti-bilimkurgu’ damarı bilinçli bir tercih olarak devreye giriyor. Alonso usulü ve Bresson destekli “Kurdun Günü” de ‘şiddet olgusu’nu anlamlı hale getiriyor. Arjantin sinemasından ikinci filmi “Mahvol, Mahluk, Mahvol”la (“Muere, Monstruo, Muere”, 2018) iz bırakan Alejandro Fadel’in “Vahşiler”i (“Los Salvajes”, 2014) gibi dağlarda geçen ve şiddeti sömüren natüralist bir istismar filminin başarısızlığını tekrarlamıyor.
“Nebula”, her şeyden önce ‘şiddet’e, ‘astronomi’ye, ‘bilimkurgu’ya, ‘hafıza’ya, ‘natüralizm’e, ‘sembolizm’e dair arayışları olan, farklı okumalara açık sinsi bir film. Klasik taşra güzellemesine isyan etmeyi tercih edip bunun çözümünü ‘hayvan’a dönüşme olarak önermesiyle de ‘reenkarnasyon’un filizlenme ‘yolları’na dikkat çekiyor. Kapalı anlamlara sahip açılışı ve kapanışıyla sinema tarihimize ilginç bir yerli ilk film olarak adını yazdırıyor.
VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:
AFTER: 3
ALTIN ELDİVEN (THE GOLDEN GLOVE): 7
AŞKTAN KAÇILMAZ (JULIET, NAKED): 5
BANA BİR AŞK ŞARKISI SÖYLE: 2.9
BENDEN HİKAYESİ: 5.2
ÇINAR: 3.6
DELİ VE DAHİ (THE PROFESSOR AND THE MADMAN): 4
DESTROYER: 4.6
GRETA: 6.4
HELLBOY: 6.5
İHTİYAR ADAM VE SİLAH (THE OLD MAN AND THE GUN): 6.5
KAPI: 2
KARDEŞLER: 3
KATİL AVCISI (HUNTER KILLER): 2.9
KURSK: 5.5
LORO: 6.5
NEDEN YARATICIYIZ? (WHY ARE WE CREATIVE?): 2.5
SAF: 3.1
SHAZAM!: 3.5
SUÇ UNSURU: 4.1
ŞİPŞAK AİLE (INSTANT FAMILY): 3.7
Ülkemiz sinemasında ‘taşra güzellemesi’ 90’lardan bu yana bir hayli yoğun. Ama “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın (2011) Nuri Bilge Ceylan’ın ustalık döneminin klasiği ilan edilmesi sonrası sanki bu eğilim de onun modeline kaymaya başladı. Artık bir polisiye araştırmasının merkezde olduğu, arka planda ise dramatik incelemenin cereyan ettiği minimalist filmler moda olmaya başladı.
Bu durum ister istemez “Kız Kardeşler” (2019) ve “Nebula” (2018) gibi sinema eserlerinin üretimine alan açıyor. Burada aslında filmin sembolik isminden ‘yıldızlararası bir toz bulutu’, ‘gaz bulutu olarak fonksiyon veren bir gezegen’, ‘bir çizgi roman karakteri’ gibi uç noktalara ulaşmak mümkün olabilir. Açıkçası Tarık Aktaş’ın yarattığı ‘döngü’ de bunu anlatıyor. Bizi kesilmiş bir atın bu işleme inatla tabi tutulması gerçeğiyle yüzleştirirken, Yeni Arjantin Sineması’nın ‘rahatsız edici’ ve ‘ıssız’ doğa temsiline davet ediyor.
Lisandro Alonso etkisi ırsi mi?
Bu eğilim de o akımın ‘yolların iz süren gizemli minimalist yönetmeni’ Lisandro Alonso’yu akla getiriyor. Arjantinli sineması, başyapıtı “Hayal Ülkesi”nden (“Jauja”, 2014) ziyade natüralizm güzellemesinin ötesine geçemeyen ilk filmi “Özgürlük” (“La Libertad”, 2001) ile “Nebula”nın esin kaynaklarından olabilir. Bilindiği üzere Alonso’nun hayali imgeleri üst üste yerleştirerek ana karakterin bilinçaltında ıssız bir doğa ve yol temsili yaratması, zamanla geliştirdiği film modelindeki ana arayıştır.
Öte yandan Haneke’nin ‘gerçekçi şiddet’ içererek mesafesiyle içselleştirilen ‘eylem’ pratiğine dikkat çekme arzusu da saklı bir şekilde kullanılmış. At kıyımının ardına yerleşen yolculuk “Kurdun Günü” (“Le Temps du Loup”, 2003) gibi tartışmalı bir ‘kıyamet istismar filmi’ni akla getiriyor. Fakat atın kullanımı, Bresson’un küçük hikayeleri bir eşeğin gözünden buluşturduğu minimalist klasiği “Rastgele Balthazar”ı (“Au Hasard Balthazar”, 1966) da anımsatmıyor değil. Sanki onun astronomik versiyonu veya atlı yan hikayesi gibi “Nebula”.
Doğrusunu söylemek gerekirse yönetmen, kendi çocukluğundan bir ‘rüya’, ‘uyanış’, ‘anı’ ya da ‘döngü’ olarak tasarlıyor filmi. Bunu yaparken de gerçekçi bir yolculuk planlıyor. Ortaya çıkan film, Alonso’nun “Hayal Ülkesi” kadar uç seviyede özgün değil belki. Fakat ‘gerçekçilik’i ve ‘şiddet’i de sömürmeden tutarlı bir şekilde kullanıyor Aktaş.
Reenkarnasyon, ayin ve toz bulutu
Film, bir çeşit astronomideki toz bulutunun soyut tezahürü ya da kutsama ayini gibi. Reenkarnasyonu irdeliyor ve deneysel sınırları ‘gerçekçi’ dehlizlerle inceleme derdine düşüyor. Yönetmen, kendi içinde düz akan değil de, sarmal gibi kendi döngüsünü çizen, gözün açılıp kapanmasına tekabül eden bir film hazırlamış. Bunu da ‘astronomik ve sembolik büyüme hikayesi’nin etrafına yerleştiriyor. Yeniden doğum mitik bir şekilde doğa-insan ilişkisini de incelenesi hale getiriyor.
‘Anti-bilimkurgu’ damarı bilinçli bir tercih olarak devreye giriyor. Alonso usulü ve Bresson destekli “Kurdun Günü” de ‘şiddet olgusu’nu anlamlı hale getiriyor. Arjantin sinemasından ikinci filmi “Mahvol, Mahluk, Mahvol”la (“Muere, Monstruo, Muere”, 2018) iz bırakan Alejandro Fadel’in “Vahşiler”i (“Los Salvajes”, 2014) gibi dağlarda geçen ve şiddeti sömüren natüralist bir istismar filminin başarısızlığını tekrarlamıyor.
“Nebula”, her şeyden önce ‘şiddet’e, ‘astronomi’ye, ‘bilimkurgu’ya, ‘hafıza’ya, ‘natüralizm’e, ‘sembolizm’e dair arayışları olan, farklı okumalara açık sinsi bir film. Klasik taşra güzellemesine isyan etmeyi tercih edip bunun çözümünü ‘hayvan’a dönüşme olarak önermesiyle de ‘reenkarnasyon’un filizlenme ‘yolları’na dikkat çekiyor. Kapalı anlamlara sahip açılışı ve kapanışıyla sinema tarihimize ilginç bir yerli ilk film olarak adını yazdırıyor.
VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:
AFTER: 3
ALTIN ELDİVEN (THE GOLDEN GLOVE): 7
AŞKTAN KAÇILMAZ (JULIET, NAKED): 5
BANA BİR AŞK ŞARKISI SÖYLE: 2.9
BENDEN HİKAYESİ: 5.2
ÇINAR: 3.6
DELİ VE DAHİ (THE PROFESSOR AND THE MADMAN): 4
DESTROYER: 4.6
GRETA: 6.4
HELLBOY: 6.5
İHTİYAR ADAM VE SİLAH (THE OLD MAN AND THE GUN): 6.5
KAPI: 2
KARDEŞLER: 3
KATİL AVCISI (HUNTER KILLER): 2.9
KURSK: 5.5
LORO: 6.5
NEDEN YARATICIYIZ? (WHY ARE WE CREATIVE?): 2.5
SAF: 3.1
SHAZAM!: 3.5
SUÇ UNSURU: 4.1
ŞİPŞAK AİLE (INSTANT FAMILY): 3.7