TELEFON, HAFIZA VE ARAŞTIRMA
05/04/2015 - Habertürk
|
FİLMİN NOTU: 5.6
|
Çin sinemasının altıncı kuşağı, bir önceki jenerasyondan çıkan Zhang Yimou ve Chen Kaige kadar kendini uluslararası arenada ispat etmiş isimlere sahip değildir. Ama Wang Xiaoshuai, Jia Zhangke, Zhang Yuan, Lou Ye, Wang Quan'an gibi bilinen yönetmenler vardır. Açıkçası bunlar arasında ilk ikisi bir adım öndedir.
Xiaoshuai’nin 11. filmi ülke geleneğinde alışık olmadığımız konulara giriyor. Açıkçası onun filmografisinin kilit eserlerinden “Pekin Bisikleti”nde (“Shiqi Sui De Dan Che”, 2001) dahi bu eğilimi görememiştik. Ama “Kızıl Amnezi” (“Chuang Ru Zhe”, 2014), hafıza kaybı yaşayan 70 yaşlarında bir kadının dünyasına bakıyor. İlk yarısında sosyal gerçekçi bir dram olarak akıyor.
Ardından yavaş yavaş polisiyeye evriliyor. Açıkçası polisiye süreci, kadının rüyasında torununu yatağında görmesiyle başlıyor. Ucu ensest imasına uzanan bir araştırma izliyoruz. Bu noktada yapılan görsel ayrımlar dikkat çekici. O ana kadar iç mekanda sabit açılar, doğal renkler öne çıkarken, bir anda kamera kaydırmaları, pan hareketleri kontrolü ele geçiriyor. Dış mekanlar devreye girmeye başlıyor. ‘Hayal mi, gerçek mi?’ dedirten dengeli anlar ortaya çıkıyor.
“Kızıl Amnezi”, senaryo yazımı açısından finalde koyduğu nokta ile eleştirilebilir. Ama ekonomik krizin kapıda olduğu bir ülkede, ruh haline yaklaşımıyla önlenemez bir korkuya dikkat çekiyor. Modern Çin sinemasında “İnce Buz, Kara Kömür” (“Bai Ri Yan Huo”, 2014), “Günahın Dokunuşu” (“Tian Zhu Ding”, 2013) gibi eserlerin suç, şiddet ve cinayetle birebir ilişkisine eşlik ediyor.
Film, Xiaoshuai’nin “Şangay Düşleri” (“Qing Hong”, 2005) ve “11 Çiçek” (“Wo 11”, 2011) ile başlayan Kültür Devrimi Üçlemesi’nin son halkası... ‘Geçmişle hesaplaşma’ teması belirgin bir bellek portresi çıkarıyor. Toplumsal hafıza yanı başımızda canlanıyor. Mario Bava’nın “Black Sabbath”ından (“I Tre Volti Della Paura”, 1963) Fred Walton’ın “Telefondaki Yabancı”sına (“When a Stranger Calls”, 1979) uzanan filmlerin kullandığı bir formül canlanıyor. ‘Telefonun ucundaki kişinin gizemi’ ile başlayan korku burada çıkış noktasına dönüşüyor. Filmin başlangıç ve ayrıştırma motifi olarak kritik bir rol üstleniyor.
Xiaoshuai’nin 11. filmi ülke geleneğinde alışık olmadığımız konulara giriyor. Açıkçası onun filmografisinin kilit eserlerinden “Pekin Bisikleti”nde (“Shiqi Sui De Dan Che”, 2001) dahi bu eğilimi görememiştik. Ama “Kızıl Amnezi” (“Chuang Ru Zhe”, 2014), hafıza kaybı yaşayan 70 yaşlarında bir kadının dünyasına bakıyor. İlk yarısında sosyal gerçekçi bir dram olarak akıyor.
Ardından yavaş yavaş polisiyeye evriliyor. Açıkçası polisiye süreci, kadının rüyasında torununu yatağında görmesiyle başlıyor. Ucu ensest imasına uzanan bir araştırma izliyoruz. Bu noktada yapılan görsel ayrımlar dikkat çekici. O ana kadar iç mekanda sabit açılar, doğal renkler öne çıkarken, bir anda kamera kaydırmaları, pan hareketleri kontrolü ele geçiriyor. Dış mekanlar devreye girmeye başlıyor. ‘Hayal mi, gerçek mi?’ dedirten dengeli anlar ortaya çıkıyor.
“Kızıl Amnezi”, senaryo yazımı açısından finalde koyduğu nokta ile eleştirilebilir. Ama ekonomik krizin kapıda olduğu bir ülkede, ruh haline yaklaşımıyla önlenemez bir korkuya dikkat çekiyor. Modern Çin sinemasında “İnce Buz, Kara Kömür” (“Bai Ri Yan Huo”, 2014), “Günahın Dokunuşu” (“Tian Zhu Ding”, 2013) gibi eserlerin suç, şiddet ve cinayetle birebir ilişkisine eşlik ediyor.
Film, Xiaoshuai’nin “Şangay Düşleri” (“Qing Hong”, 2005) ve “11 Çiçek” (“Wo 11”, 2011) ile başlayan Kültür Devrimi Üçlemesi’nin son halkası... ‘Geçmişle hesaplaşma’ teması belirgin bir bellek portresi çıkarıyor. Toplumsal hafıza yanı başımızda canlanıyor. Mario Bava’nın “Black Sabbath”ından (“I Tre Volti Della Paura”, 1963) Fred Walton’ın “Telefondaki Yabancı”sına (“When a Stranger Calls”, 1979) uzanan filmlerin kullandığı bir formül canlanıyor. ‘Telefonun ucundaki kişinin gizemi’ ile başlayan korku burada çıkış noktasına dönüşüyor. Filmin başlangıç ve ayrıştırma motifi olarak kritik bir rol üstleniyor.