'HAREKET SEKİZ': MODERN OLMAYA ÇALIŞAN YERLİ POLİSİYE-KOMEDİ
FİLMİN NOTU: 3.7
|

“Moral Bozukluğu ve 31”le sinemaya giren Ali Yorgancıoğlu’nun altıncı uzun metrajı… “Hareket Sekiz”, özellikle Gürgen Öz, Hande Katipoğlu ve Onur Atilla ile güldüren iyi niyetli bir polisiye-komedi denemesi.
YORGANCIOĞLU GELENEĞİ KURGUDAN DESTEK ALIYOR
‘Dragnet’ havalarında bir polisiye-komedi yaratmak için yola çıkan Ali Yorgancıoğlu, ekip komedisinden de çokça destek alıyor. Özellikle Ali Sunal, Gürgen Öz, Onur Attila ve Hande Katipoğlu’nun potansiyellerine göre neşe kattığı bir mizah geleneği var. Bu durum da Erkan Özekan’ın başarılı kurgusundan destek alıyor.
Ama uzadıkça “Hareket Sekiz”in, dizi geleneğine daha yaklaştığı, görüntü yönetmeni Alp Korfalı’nın boyutsuzluğuna laf dinletemediği söylenebilir. Polisiye ekibinin kötü adamlarla mücadelesine odaklanmasını ‘aksiyon’ sosu o kadar da profesyonel değil. Ali Yorgancıoğlu’nun “Moral Bozukluğu ve 31” (2010) ve “Hayalet Dayı”da (2015) ‘tuvalet komedisi’nden beslenirken Ozan Özcan’dan destek alıp kahkaha üzerine kahkaha attıran geleneği burada belli oranda canlanıyor.
OZAN ÖZCAN’IN EKSİKLİĞİ EĞLENCE ORANINA YANSIYOR
Özekan ile yükselen bir dinamizm kullanılıyor. Ama zamanla ‘Behzat Ç.’den, ‘Arka Sokaklar’dan farksız bir dekupajı takip eder hale geliyoruz. “Patlak Sokaklar: Gerzomat” (2012) gibi kült, kaliteli ve hınzır bir polisiye-komedi/polisiye parodisi örneği asla canlanmıyor. Aksine onun seviyesine gelmek için belki de Özcan’ı devreye sokması gerekirmiş Yorgancıoğlu’nun.
Yönetmenin Özcan’dan bağımsız işleri, belki de ‘senaryo komedide de gerekli!’ faktöründen dolayı bir noktaya gelemeyebiliyor. “Hep Yek”i (2016) istisnai bir örnek olarak ayırırsak bu varsayımın büyük oranda tuttuğu kesin…
ÜÇ OYUNCUSU DIŞINDA HATIRLANACAK MI?
“Hareket Sekiz”, ‘polisiye-komedi’ melez türünde ritmik kurgusuna kapılmamızı, kaliteli oyuncularına gülmemizi sağlasa da nihayetinde unutulup gidecek bir tür denemesi olarak anılacaktır. Ama 2019’un en eğlenceli yerli komedilerinden birine dönüşmeyi de ihmal etmiyor.
Hande Katipoğlu, Gürgen Öz ve Onur Atilla’nın sahne kimliklerine uygun mizah uygulama becerileri filmden bağımsız da izlenince deneyimlemesi keyifli sahneler servis ediyor. Bu üçlünün çıktığı anlar güldürüyor, ama bazı oyuncular da sanki vitese basma işlevi görüyor. Bu üçlünün dinamizmine eşlik ederek idare edebilen Ali Sunal da bunlara eklenebilir.
YORGANCIOĞLU GELENEĞİ KURGUDAN DESTEK ALIYOR
‘Dragnet’ havalarında bir polisiye-komedi yaratmak için yola çıkan Ali Yorgancıoğlu, ekip komedisinden de çokça destek alıyor. Özellikle Ali Sunal, Gürgen Öz, Onur Attila ve Hande Katipoğlu’nun potansiyellerine göre neşe kattığı bir mizah geleneği var. Bu durum da Erkan Özekan’ın başarılı kurgusundan destek alıyor.
Ama uzadıkça “Hareket Sekiz”in, dizi geleneğine daha yaklaştığı, görüntü yönetmeni Alp Korfalı’nın boyutsuzluğuna laf dinletemediği söylenebilir. Polisiye ekibinin kötü adamlarla mücadelesine odaklanmasını ‘aksiyon’ sosu o kadar da profesyonel değil. Ali Yorgancıoğlu’nun “Moral Bozukluğu ve 31” (2010) ve “Hayalet Dayı”da (2015) ‘tuvalet komedisi’nden beslenirken Ozan Özcan’dan destek alıp kahkaha üzerine kahkaha attıran geleneği burada belli oranda canlanıyor.
OZAN ÖZCAN’IN EKSİKLİĞİ EĞLENCE ORANINA YANSIYOR
Özekan ile yükselen bir dinamizm kullanılıyor. Ama zamanla ‘Behzat Ç.’den, ‘Arka Sokaklar’dan farksız bir dekupajı takip eder hale geliyoruz. “Patlak Sokaklar: Gerzomat” (2012) gibi kült, kaliteli ve hınzır bir polisiye-komedi/polisiye parodisi örneği asla canlanmıyor. Aksine onun seviyesine gelmek için belki de Özcan’ı devreye sokması gerekirmiş Yorgancıoğlu’nun.
Yönetmenin Özcan’dan bağımsız işleri, belki de ‘senaryo komedide de gerekli!’ faktöründen dolayı bir noktaya gelemeyebiliyor. “Hep Yek”i (2016) istisnai bir örnek olarak ayırırsak bu varsayımın büyük oranda tuttuğu kesin…
ÜÇ OYUNCUSU DIŞINDA HATIRLANACAK MI?
“Hareket Sekiz”, ‘polisiye-komedi’ melez türünde ritmik kurgusuna kapılmamızı, kaliteli oyuncularına gülmemizi sağlasa da nihayetinde unutulup gidecek bir tür denemesi olarak anılacaktır. Ama 2019’un en eğlenceli yerli komedilerinden birine dönüşmeyi de ihmal etmiyor.
Hande Katipoğlu, Gürgen Öz ve Onur Atilla’nın sahne kimliklerine uygun mizah uygulama becerileri filmden bağımsız da izlenince deneyimlemesi keyifli sahneler servis ediyor. Bu üçlünün çıktığı anlar güldürüyor, ama bazı oyuncular da sanki vitese basma işlevi görüyor. Bu üçlünün dinamizmine eşlik ederek idare edebilen Ali Sunal da bunlara eklenebilir.
'PİRANALAR': VASAT OLMAK İÇİN YANIP TUTUŞAN ÇOCUK ÇETESİ FİLMİ
FİLMİN NOTU: 4.5
|

Kağıt üstünde ‘Gomorrah’nın romanının yazarı Roberto Saviano’nun perdedeki ikinci iddialı uyarlaması… Ama çocuk çetesi filmi “Piranalar”, yakın dönemden 2008 tarihli “Johnny Mad Dog”un kalıcı gerçekçiliğinin, sertliğinin ve enerjisinin yanına yanaşamıyor.
NE LARRY CLARK NE DE GUS VAN SANT’LE YARIŞABİLİYOR
Sinemada ‘juvenile delinquency filmleri’ne (çocuk çetesi filmleri) aşinayız. Bu alanda Hollywood’un siyah-beyaz döneminden başlayan bir üretim vardı, 1950’de ise Bunuel Meksika’da ortalama “Los Olvidados”u çekti. Walter Hill’in “Savaşçılar”ı (“The Warriors”, 1979) ve Coppola’nın “Siyam Balığı” (“Rumble Fish”, 1983) ‘genç suç çetesi filmi’nde modern klasiğe dönüşen iki örnek oldu. Bunları takiben bu melez türü uygulayan çeşitli yapıtlar da devreye girdi. 1990’larda Larry Clark bu alana cinselliği sokması, 2000’lerin başında ise Gus Vant Sant kendi yönetmenlik geleneğini katıp farkını hissettirmesiyle öne çıktı.
“Piranalar” (“La Paranza Dei Bambini”, 2019) sanki “Gomorrah”nın (2008) kitabının yazarının elinden çıkarak o filme bir çocuk kardeş emanet etme hedefini benimsiyor. Ama sosyal gerçekçiliğin dozunu kaçırarak kalıcı olmayan bir boyutsuzluğun temsilcisi olabiliyor. Claudio Giovanessi, Andrea-Antonio Frazzi’nin samimiyet tuzağına kapılarak kalıcı olmayan vasat “Aşk ve Cinayet Eğitimi Gören Bazı Çocuklar”ın (“Certi Bambini”, 2004) yaptığı hatayı tekrarlıyor. “Fiore” (2016) gibi hatırda kalmayan üçüncü uzunundan sonra bir kez daha ‘olsa da olmasa da olur!’ dedirten bir üretim yapmayı seçiyor.
HER ŞEY DE SICA’YA SAYGI İÇİN!
Onun yaptıklarını kamera arkasında çok da tutarlı kılmak mümkün değil. Burada da Jean-Stéphane Sauvaire’in 2008’de yöresel Kru dilinde çektiği çarpıcı ilk film “Johnny Mad Dog”un sertliği, gerçekçiliği ve enerjisi eksik. Aksine ‘İtalyan Yeni Gerçekçiliği’ damarını en kaba hatlarıyla devreye sokup De Sica’ya saygı duruşunda bulunmak hedeflenmiş. Onun akımın tarihinde ‘çocukların gözünden akan filmler’ olarak konumlanan “Çocuklar Bize Bakıyor”u (“I Bambini Ci Guardano”, 1944) ve “Kaldırım Çocukları” (“Sciuscià”, 1946) ana kaynaklar. Bunuel’in en sıradan işlerinden Meksika’nın kenar mahallelerinde geçen “Los Olvidados”u örnek alınmış gibi.
Hedef Coppola olsaydı daha iddialı sonuçlar alınabilir. Ama “Piranalar”, yaptıklarıyla hedef küçültünce geldiği noktaya da şaşırtmıyor. Böyle olunca da idare etmenin ötesine geçemeyip uzadıkça uzayan bir kendini tekrar etme durumunu izliyor. Sadece çocuk bireylerin gerçekçiliğiyle idare etmenin de kolay olmadığı vasat bir seyirlik bu! Üstelik bu durum filmin kendi tercihi!
NE LARRY CLARK NE DE GUS VAN SANT’LE YARIŞABİLİYOR
Sinemada ‘juvenile delinquency filmleri’ne (çocuk çetesi filmleri) aşinayız. Bu alanda Hollywood’un siyah-beyaz döneminden başlayan bir üretim vardı, 1950’de ise Bunuel Meksika’da ortalama “Los Olvidados”u çekti. Walter Hill’in “Savaşçılar”ı (“The Warriors”, 1979) ve Coppola’nın “Siyam Balığı” (“Rumble Fish”, 1983) ‘genç suç çetesi filmi’nde modern klasiğe dönüşen iki örnek oldu. Bunları takiben bu melez türü uygulayan çeşitli yapıtlar da devreye girdi. 1990’larda Larry Clark bu alana cinselliği sokması, 2000’lerin başında ise Gus Vant Sant kendi yönetmenlik geleneğini katıp farkını hissettirmesiyle öne çıktı.
“Piranalar” (“La Paranza Dei Bambini”, 2019) sanki “Gomorrah”nın (2008) kitabının yazarının elinden çıkarak o filme bir çocuk kardeş emanet etme hedefini benimsiyor. Ama sosyal gerçekçiliğin dozunu kaçırarak kalıcı olmayan bir boyutsuzluğun temsilcisi olabiliyor. Claudio Giovanessi, Andrea-Antonio Frazzi’nin samimiyet tuzağına kapılarak kalıcı olmayan vasat “Aşk ve Cinayet Eğitimi Gören Bazı Çocuklar”ın (“Certi Bambini”, 2004) yaptığı hatayı tekrarlıyor. “Fiore” (2016) gibi hatırda kalmayan üçüncü uzunundan sonra bir kez daha ‘olsa da olmasa da olur!’ dedirten bir üretim yapmayı seçiyor.
HER ŞEY DE SICA’YA SAYGI İÇİN!
Onun yaptıklarını kamera arkasında çok da tutarlı kılmak mümkün değil. Burada da Jean-Stéphane Sauvaire’in 2008’de yöresel Kru dilinde çektiği çarpıcı ilk film “Johnny Mad Dog”un sertliği, gerçekçiliği ve enerjisi eksik. Aksine ‘İtalyan Yeni Gerçekçiliği’ damarını en kaba hatlarıyla devreye sokup De Sica’ya saygı duruşunda bulunmak hedeflenmiş. Onun akımın tarihinde ‘çocukların gözünden akan filmler’ olarak konumlanan “Çocuklar Bize Bakıyor”u (“I Bambini Ci Guardano”, 1944) ve “Kaldırım Çocukları” (“Sciuscià”, 1946) ana kaynaklar. Bunuel’in en sıradan işlerinden Meksika’nın kenar mahallelerinde geçen “Los Olvidados”u örnek alınmış gibi.
Hedef Coppola olsaydı daha iddialı sonuçlar alınabilir. Ama “Piranalar”, yaptıklarıyla hedef küçültünce geldiği noktaya da şaşırtmıyor. Böyle olunca da idare etmenin ötesine geçemeyip uzadıkça uzayan bir kendini tekrar etme durumunu izliyor. Sadece çocuk bireylerin gerçekçiliğiyle idare etmenin de kolay olmadığı vasat bir seyirlik bu! Üstelik bu durum filmin kendi tercihi!
'JOKER': HAFTANIN EN İYİSİ
FİLMİN NOTU: 7
|
Haftanın en iyisi “Joker”i Kuzey Amerika prömiyerinde izleyip kaleme almıştım. O yazı için
=> https://bit.ly/2oUcFLe
=> https://bit.ly/2oUcFLe
KEREM AKÇA’NIN VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:
ABIGAIL: 4
AD ASTRA: 5.5
AKILLARA SEZA: 2.9
ANNABELLE 3: 4.5
ANNEM: 2.8
ARKADAŞIMIN AŞKI (AMOUREUX DE MA FEMME): 3.4
ASLAN KRAL (THE LION KING): 5.9
BAĞLILIK ASLI: 3.6
BİR ZAMANLAR HOLLYWOOD’DA (ONCE UPON A TIME IN HOLLYWOOD): 6
BOZKIR: 3.2
DÜZENBAZLAR KULÜBÜ (BILLIONAIRE BOYS CLUB): 5
ELEKTRİK SAVAŞLARI (THE CURRENT WAR): 7.5
ELVEDA OĞLUM (SON LONG, MY SON): 5.8
EŞ ANLAMLILAR (SYNONYMES): 3.8
FIRINCININ KARISI: 1.9
GECE KUŞU (LATE NIGHT): 3.6
GLORIA BELL: 5.5
HANGİ KADIN: 6
HIZLI VE ÖFKELİ: HOBBS VE SHAW: 4.5
IRON SKY 2: 5.4
JOHN WICK 3: 6.3
KIYAMET DENEYİ: APORIA: 3.4
KIZ KARDEŞLER: 5.1
KOD ADI: ANGEL (ANGEL HAS FALLEN): 3.8
KOLEJ HAVASI: 4.9
KONUŞAN HAYVANLAR: 2
KORKU HİKAYELERİ (SCARY STORIES TO TELL IN THE DARK): 5.2
KRİPTO VURGUN (CRYPTO): 2.5
KÜÇÜK BEYAZ YALANLAR 2 (NOUS FINIRONS ENSEMBLE): 2.5
MASAL ŞATOSU: 2.7
NEW YORK’TA YAĞMURLU BİR GÜN (A RAINY DAY IN NEW YORK): 5.2
O BÖLÜM 2 (IT CHAPTER TWO): 4.2
OYUNBOZAN (SYSTEM CRASHER): 6.5
RAMBO: SON KAN (RAMBO: LAST BLOOD): 2.3
RİTÜEL (MIDSOMMAR): 8.3
SADIK BİR ADAM: 5.5
SAKA KUŞU (THE GOLDFINCH): 5.2
SAR BAŞA: 1.8
SESİNDE AŞK VAR: 4.5
SIR TUTABİLİR MİSİN? (CAN YOU KEEP A SECRET?): 3.1
SİCCİN 6: 5.7
SİRAYET 2: 1.5
VAHŞET OYUNU (FRAMED): 5.2
VOX LUX: 7.5
YULI: 6.8
YUVAYA DÖNÜŞ: 2.8
YÜZLEŞME (GRACE A DIEU): 2.4
ZAVALLI (PITY): 6.8
ABIGAIL: 4
AD ASTRA: 5.5
AKILLARA SEZA: 2.9
ANNABELLE 3: 4.5
ANNEM: 2.8
ARKADAŞIMIN AŞKI (AMOUREUX DE MA FEMME): 3.4
ASLAN KRAL (THE LION KING): 5.9
BAĞLILIK ASLI: 3.6
BİR ZAMANLAR HOLLYWOOD’DA (ONCE UPON A TIME IN HOLLYWOOD): 6
BOZKIR: 3.2
DÜZENBAZLAR KULÜBÜ (BILLIONAIRE BOYS CLUB): 5
ELEKTRİK SAVAŞLARI (THE CURRENT WAR): 7.5
ELVEDA OĞLUM (SON LONG, MY SON): 5.8
EŞ ANLAMLILAR (SYNONYMES): 3.8
FIRINCININ KARISI: 1.9
GECE KUŞU (LATE NIGHT): 3.6
GLORIA BELL: 5.5
HANGİ KADIN: 6
HIZLI VE ÖFKELİ: HOBBS VE SHAW: 4.5
IRON SKY 2: 5.4
JOHN WICK 3: 6.3
KIYAMET DENEYİ: APORIA: 3.4
KIZ KARDEŞLER: 5.1
KOD ADI: ANGEL (ANGEL HAS FALLEN): 3.8
KOLEJ HAVASI: 4.9
KONUŞAN HAYVANLAR: 2
KORKU HİKAYELERİ (SCARY STORIES TO TELL IN THE DARK): 5.2
KRİPTO VURGUN (CRYPTO): 2.5
KÜÇÜK BEYAZ YALANLAR 2 (NOUS FINIRONS ENSEMBLE): 2.5
MASAL ŞATOSU: 2.7
NEW YORK’TA YAĞMURLU BİR GÜN (A RAINY DAY IN NEW YORK): 5.2
O BÖLÜM 2 (IT CHAPTER TWO): 4.2
OYUNBOZAN (SYSTEM CRASHER): 6.5
RAMBO: SON KAN (RAMBO: LAST BLOOD): 2.3
RİTÜEL (MIDSOMMAR): 8.3
SADIK BİR ADAM: 5.5
SAKA KUŞU (THE GOLDFINCH): 5.2
SAR BAŞA: 1.8
SESİNDE AŞK VAR: 4.5
SIR TUTABİLİR MİSİN? (CAN YOU KEEP A SECRET?): 3.1
SİCCİN 6: 5.7
SİRAYET 2: 1.5
VAHŞET OYUNU (FRAMED): 5.2
VOX LUX: 7.5
YULI: 6.8
YUVAYA DÖNÜŞ: 2.8
YÜZLEŞME (GRACE A DIEU): 2.4
ZAVALLI (PITY): 6.8